Denizde gülüp eğlenen üç arkadaş neşeyle, sahilde durmuş onlara bakan arkadaşlarına (karaktere) seslenir.
-Hey, gelsene su çok güzel.
-Hadi! Sen de gel.
-Gelsene birlikte eğlenelim.
Karakter bu çağrıya hevesle tepki vermese de denemeye karar verir. Ufak adımlarla berrak suya yaklaşır. Karakterin ayakları ıslanır, suda bir gariplik hisseder ama önemsemez. Bir kaç adım attıktan sonra aklı karışır, kaşları çatılır. "Bu hiç deniz suyuna benzemiyor" diye düşünür. Karakter yürümeye devam eder ama gittikçe zorlanmaktadır. Yürüdükçe ayakları suyun dibindeki kuma batmaya başlar, artık her adımında suyun berraklığı azalmaktadır. Diğerlerinin kahkahaları ve neşeli sesleri tekrar duyulur.
-Hadiii gel artık, çok yaklaştın.
Karakter endişeyle kafasını kaldırır arkadaşlarına bakar. Tekrar hareket etmeye çalıştığında, artık kollarıyla kendini itemediğini anladığında kalbi yerinden fırlayacak gibi olur. "Bunca zaman nasıl fark edemedim ? Burası deniz değil, burası bataklık!"
Kafasını çevirir ve arkasına bakar, sahil artık çok uzaktadır.
Olduğu yerde durur ve gökyüzüne bakar. Çenesine kadar bataklığın içindedir. Gözlerinden birkaç damla yaş süzülür ve şöyle fısıldar;
-Ben, yanlış yerdeyim.