Aynanın karşısında şimdi. Dışarıdan bakıldığında normal görünen o durumun içinde en derinlerinde bir yargı mahkemesi kurulmuş. En acımasız cümlelerin içindeki gizli olan o sert sözcüklerle beraber artçı depremler yaratıyor kalbinin içinde. Ruhunun binbir parçasına bölünmüş her zerresi kendi benliğini oluşturmuş ve hakim koltuğuna oturmuş dikkatle bakıyorlar. Ağzından çıkacak her cümle onlar için bir delil hükmünü taşıyacak. aslında o yargı mahkemesi çoktan kurulmuş, hüküm daha önceden verilmiş zaten. Çok kızgınlar... Dışından yaşadığı her sahte gülümsemenin yükünü kalbine yaşattığı için öfkeliler. Nedenleri ve sonuçları hiç önemli değil onlar için. Gülümsemek ise artık kolay bir şekilde yapabildiği bir eylem olmaktan çok uzakta. Ağlamak her ne kadar rahatlatsa da bunun bir çözüm olmadığının oldukça farkında. Yine de her döktüğü gözyaşı onun için yangına dökülen bir su gibi. Bazen durup dışarıdan biri gibi baktığında her şeyin anlamını kaybettiğini ve bir oyun olduğunu aklını meşgul ediyor. Nerden bilebilirdi tüm bunlara başlarken bu duruma gelebileceğini? Belki de biliyordu ama yine de devam etmek istedi sadece. O zamanlar hayal kurmak, güzel düşüncelere dalmak sıcak yaz aylarında esen serin bir rüzgar gibiydi onun için. Sıcağın bunaltısından tatlı tatlı esen meltemle mutlu olmaktı. Şimdi ise artık ne o yazın anlamı var ne de o serin esen rüzgarın.