''derinlere sızansın

içimdeki sızısın

hangi alfabeye dil uzatsam

rastladığımsın

söylesene

sen tanrının lügatımısın'' gece uyuyamadım. bu şiir geldi aklıma. kağıda bir işkence oldu lakin. yine de yazdım. saat 6 mıydı tam hatırlayamadım ama. uyuya kalmışım. saat 10 gibi eğitim toplantısı olduğu için erkeden uyandım.şirkete gitmedim bugün. toplantıya evden katıldım. yaklaşık 5-6 saat sürdü. güzel geçti. ancak uyksuzluk öyle bastırıyordu ki! kaç kahve içtiğimi ben bile hatırlamıyorum. bir ara kalp atışım o kadar yükseldi ki! neyse bişey olmadı. toplantıda sonra bişeyler atıştırdım. sonra kızlarıma baktım. mamalarını ve sularını değiştirdim. o sıra kumları gördüm. hemen kum sipariş ettim. geldi onu da değişitirdim. neyse iş bitti bende evden dışarıya attım kendimi. kahve içmeye çıktım. evde içtiğim yetmezmiş gibi. akşam serinliğinde istanbul'un ıssızlaşan soaklarında dolaştım biraz. ama yine o bohem trafik vardı tabi. bu şehir şu araba egzozundan temizlense güzel olacak ama işte. her önüne gelen araba alınca şehir bir kat daha çekilmez oluyor. eve geçtim. açtım kitap okumaya başladım. biraz sızmışım. o sırada arkadaşım aradı. uyandım.hazırlandım. ve yanıa geçtim. bu gece onunla birlikte nöbet tutup biraz hikaye biriktiricem hastanede . herkesleşmeyen herkese güzel düşler şimdiden.