Her zamanki günlük rutinlerimin meşgalesindeydim..
Yine aynı his kalbimin ortasına siyah bir bayrak dikti.
Gözlerini ve gülüşünü bilinçaltımdan alsana!
Böyle olunca aşmaya çalışmıyorum artık aklıma gelenleri,beyhude!
Mental yorgunluklar,siyasi haksızlıklar ve abartılı fanatizm.
Sigarayı bırakmak istiyorum her sabah,yirmi yıldır günde en az bir paket içiyorum ya,sanırım bu da böyle bir şey.
Yazdıklarımı dönüp tekrar okurken farkettim ki ömrümün yarısı gitmiş,iyi ihtimal ise Dante gibi yedi yılım kalmıştır belki!
Bitkiler koparıldıklarında çığlık atıyorlarmış-öyleyse annemin sardunyaları çok bağırıyorlardır yaz ortalarında.
Oysa ne güzel görünüyorlar rengârenk balkonda..
Herkesin büyüdüğü bir gece,herkesin küçüldüğü bi gece oluyormuş gerçekten de!
Üç el ateş edilmeli şaire terkedildiği gece sevda sözleriyle…
Sokağı evden daha çok seviyorum ne yalan söyleyim kalemle,kağıda.
Hele gecenin kör bi vakti bomboş iken sokaklar..
Ben özlemeyi bi’ parkta üç birayla ağlarken yere bıraktım.
Ben kaybetmekten korktuğum her şeyi özgür bırakamadan,kaybetmekten korktuğum her şeyi beni bıraktı.
Bazı geceler uyumak için takıntılarımı çitten atlarken sayarım,sana gelince uykum daha çok kaçardı.
Kaçanı kovalama olayı hayatımın her anında yakamı bırakmayınca,kaçamayanlarla oturup ağladık.
Bira verdiler,sustum.
Susmama seviniyorlardı ki kustum..
Kustuklarımı birkaç meze ve mide suyundan ibaret sandılar,oysa kustuğum bu kirli dünyanın içime sinmeyen gerçekleriydi,göremediler..
Şaşırdım dersem yalan olur,ben şaşırmayı aynı parkta çokça birayla hıçkıra hıçkıra unuttum.
Hacı şakir kokusu,yeşil mercimek ve halk ekmek hatırladığım üç huzur unsuru.
Suratım asık,dişlerim eski ve üstümde çok ağır bir parka..
Lunaparklar ve sahiller arz edilmeli tüm halka!
Karanlığın tam ortasında yazıyorum bu dizeleri,karanlıkta oturanlar bulurmuş hakikati,haklı mı İsa?
Çakmağım yanmıyor,hay aksi!
Sigaram ağzımda ve yıllardır yüksek sesle söylediğim tek umut cümlesi..
Cerahati boşalsa kalbimin elbet ben de güzel günler göreceğim.