Yıllar sonra ilk kez oturduk onunla aynı masaya.

Hiç değişmemişti. 

Hâlâ çok seviyordum onu.

Bi' 35'lik söyledik.

Ben pek beceremezdim içmeyi.

Sırf onunla karşılıklı içmeden ölmemek için bir kadeh de ben aldım.

Yarıya kadar rakı, yarıya kadar su koydu kendine.

Bana da yaraya kadar rakı, geri kalanını da ben tamamladım bir damla göz yaşıyla.

Konuşmaktan çene kemikleri ağrıyan ben, onun karşısında susuyordum.

Yüreğim "Beni neden sevmedin!" diye haykırırken sadece susmayı başarmıştım.

Bi' yudum aldı kadehinden, bana sevdiği adamı anlatmaya başladı.

Gözlerimi alamadığım gözlerinin içi parlıyordu anlatırken.

O şişenin sonuna gelmişti.

Her kadehinde daha çok seviyordu o adamı.

O içtikçe ben sarhoş oluyordum.

Kafası kendinden bile daha güzeldi. 

Son yudumunu alıp bana sordu "Senin hayatında biri var mı?" diye.

Seni seviyorum desem bile ertesi gün unutacaktı zaten. 

Kadehi kaldırıp yara’sın dedim sadece.

Yarasın.