Karanlığın bir parçası zihnimin çukurunda çırpınıyor,

Gece mavisine boyanıyor ruhum.

Alacakaranlığın en vahşi rüzgarlarına

kalkan oluyor surlarım.


Bu bir başkaldırış,

Bu bir geç kalış.

Benim hınca hınç dolu hatalarım,

En çok da göğsüme sapladığım ihanet bıçaklarım var.


Küçük bir kız çocuğun eteklerinde zil çalıyor ölen umutlarım,

Yaşlı bir kadının çemberinde terliyor son pişmanlıklarım.


Korkuyorum tanrım...


İki bileğimde iki kelepçe,

İki gözümde iki menekşe.


Ateşlerle örülmüş kara kanatlar,

Gökten düşen cennet yaprakları,

Hıçkırıklarımın mabetine sığınmış yaralı bir yalıçapkını,

Kaos dolu bu dünyada sürünüyorum,

Tepemde bir can belası.