Bilyelerini kaldırımlara saçan

Uçurtmasını bir türlü zapt edemeyen yaramaz şehir

Her sabah güneş ile yeniden doğar da

Bir türlü büyümezsin

Bu sabah göbek bağında uykusuzluğum

Saçlarımın dalgasında Boğaziçi balıkları

Göğüs kafesimin simitsiz martıları

Bir omzumda Kız Kulesi, diğerinde Galata’sı

İstanbul’un kollarında bir deniz kıyısındayım

Yanımda bir yıldız avcısı

Oltası boş, kovası ışıksız

Salladıkça sallıyor gökyüzünün derinliğine oltayı

Bir yıldız süzülüyor kıyıya ve yağmur başlıyor

Ne de güzel suluyor İstanbul insanları

Öğüt verir gibi fısıldıyor kulağımıza rüzgârını

Şehrin ıslak yolları adımlarımı kucaklıyor

Düşmeden büyüyorum koştukça

Güçleniyorum gözyaşlarım yağmura karıştıkça

Islak kirpik uçlarımda şehrin yedi tepesi

Göz açıp kapattıkça günlerin geçtiği

Şimdi kıyıda şehrin evi bir banktayım

Yaşam manzarasını izliyorum soluksuz

Şehir parmak izindeki en derin çizgiye gömüyor benliğimi

Denizin dalgaları kilometrelerce sürüklüyor düşlerimi

O sırada bir martı kapıyor en imkânsızını

Ah yaramaz şehrin göğüs kafesimden kaçmış martıları

Yem ettiniz balıklara yarınlarımı