Bazı şeyler senin planın mı?
İnsani aklımın idrak edemeyeceği anlamları mı var?
Bu kadar anlam yüklememin anlamı nedir peki?
Senin planların ile kendi mana arayışımın sınırlarını nerede ayıracağım?
Burası Tanrı'nın planları burası ise benim derin kuyularım diye bir sınırı nasıl çekeceğim?
'KENDİNİ BİL'! Duyuyorum sesini.
Her yer bununla ilgili şimdilerde bilmiyorum dünya ile iletişimin nasıl şu aralar.
Son bilmem kaç yüz yıldır yazılan, tartışılan, konuşulan her şey Kendini bilmek ile ilgili.
KENDİNİ BİL' kendini bul, farkında ol, kendini tanı...
Her yazar sanki tüm kelime dağarcığını sade bunu anlatmak için kullanmış.
Her düşünür, sadece buna varmak için sesini duyurmaya çalışmış ve bunun için aklını, ömrünü adamış.
Her senarist farklı hikayelerle hep buraya varmaya çalışmış.
Kaos denilen, labirent denilen, zor ve emek gerektiren bu yollar hep buna çıkıyor.
İnsan olmak bir ömür taşıdığımız yara mı ? Bir olmaz mı?
Ve bir yaradan bir olmazdan güvenli alanlar mı yarattık bizler de kendimize?
Neresinden tutsam, tutmak istesem elimde kalıyor bazı şeyler.
Kaçmalar doluyor aklımın tüm köşelerine, daha kaçarken pişman olacağımı biliyorum.
Her zehrin içinde bir panzehir vardır ya. Her aşkın içinde bir nefret, her sonun içinde bir başlangıç.
Bazen zehrin içinde şifa olmadığı olur mu?
Bazen zehir sadece zehir midir?
Bir kitapta okumuştum 'körler ülkesinde görmek hastalıktır' yazıyordu.
Sevmeyi bilmeyenlerin yanında sevebilmek bir hastalığa dönüşüyor.
Sevgi ile iyileştiremediğin seni zehirlemeye başlıyor.
Belki bazı sonlar böyle yazılmalıydı.
Zehir şifayı yener, yumuşacık kalpler karşılıksız fedakarlıktan taşa döner.
Dünya böylesine ağır gelse bile bazı zamanlar, insan varlığı böylesine korkunç görünse bile gözüme bazen
Yarattığın bu sistemi, bu capcanlı yaşamı çok seviyorum.
İçimden geçen, içinden geçtiğim bunca düşünce ve hisse rağmen sevebiliyor kalmamız bir lütuf mu? bir ceza mı bilmem.
Bu kadar sevmesek ruhlarımızın gölgeleri altında ezilip kalmaz mıydık zaten.
Sadece bazı an'lar bir şeyler yaşanıyor, ruhun içinde bir takım öngörülemez şeyler oluyor ve bilince doğru hızla yükseliyor.
İşte o zamanlar da soruların altından kalkabilmek güçleşiyor.
Seninle bu kısa görüşmeler rahatlatıcı ve orada olduğunu bilmek güzel.
Sorularıma bir muhatap bulmak güzel. Ve daha sorarken cevapları bildiğimi hatırlamak daha güzel.
Bu 5 dakikayı ayırdığın için teşekkür ederim.