Günledir açılmadı ne pencerem ne kapım

Gözlerim öteleri hasretle harmanlıyor

Dizlerimin üstünde açık hayat kitabım

“Geçmişi sayfa sayfa okurum dinle” diyor


Kül oldu yangınlarda eski ahşap yapılar

Cumbalı odalarda masallar demlenirdi

Kilit yüzü görmemiş çift kanatlı kapılar

Tokmağına el değse sessiz mahremlenirdi


Kedim mırıldanırdı tahta sedir üstünde

Ninem cam boşluğunda fesleğenleri gözler

Gözlük peşinde dedem kaybetmesin bir günde

Dudağında tebessüm acı “hay aksi” sözler


Tülleri uçurmasın rüzgârlar bir boşlukta

Zalim bir avcı olur sivrisinekler pusu

Saatini bekleyip saklanırken loşlukta

Derimizi kemirir boy boy tahtakurusu


Huzur çarpardı kalpler kandil akşamlarında

Ellerinde tepsiler kapılarda çocuklar

Dudaklar yarışırdı dua ikramlarında

Gece boyu sürerdi “âmin”li yolculuklar


Solgun ampuller yüktü sırtında tavanların

Sevgi aydınlatırdı odaları gün boyu

Bakır tokmaklar alır derdini havanların

Tebessümler okşardı balkondaki şebboyu


Anneler yarınlara hayır temennilerdi

Ve bir sabah ansızın boynunu büktü dallar

Gözlerime uykuyu taşıyan ninnilerdi

Çocukluğum gidince yarım kaldı masallar


                                                  İstanbul/2018