Yası bitmemiş genç bir adamın yüzünde

hafif bir akşam rüzgarı esmeye devam ediyor

sabahı bekleyen bütün şairler biraz dokunaklıdır

sesimin kelimelerle buluştuğu

günün bitiminde ya da güneşin batışında

yazılan tüm şiirler okunaklıdır

kimliğini arayan bir ergen gibi dolaşıyorum, yetişkinliğimin ilk yıllarında

çok gerilerde kalmış bir şehre tepeden bakıyorum

otoriteye başkaldırdığım günlerden daha tok bir ses ile 

aklımın selim, ellerimin yetim

yüzümün biraz daha oturmuş hatlarıyla

ara sıra yeniden tanışıyoruz şehrin tüm saygınlarıyla

ben kendime sakin bir bank bulduğumda oturup insanlara bakarım

günün batımı da çeker beni, dolunayın parlaklığı da

açıkça konuşmak gerekirse yıldızlarla pek ilgilenmiyorum

vardır onların da bir sırrı muhakkak

zaten tüm keşifleri kendime ayırırsam

yalnız kalırım bu mana dünyasında

bencillik olmasın şimdi şairlere ve dostlara


yıllarca, duygularımı kelimelerin arkasına sakladım

içimden bir ses ağlamamı söylediğinde

kelimelerim saklandı duygularımın arkasına

birkaç zaman önce intihar demişti bir arkadaşım

hikayenin sonunda manalı bir uçurumdan söz etmişti

büyük şair onunla aynı fikirdeydi

ama ben sevdiklerimden farklı düşünüyorum bu sıralar


geçen gün rüyamda babam öldü

diğer çocuklarıyla birlikte onu evin yakınında bir yere gömdük

yoğunluğu gövdemde dolaşan, tarifsiz bir huzursuzluk sardı bedenimi 

akşamdan kalma

psikanalize danışsak belki bize bir şeyler anlatırdı

anneme anlatsam rüya tabirlerine bakardı


ötekinin gözünden yıllarca kendime bakmışlığım vardır

ne ötekinin haberi var, ne haber ötekinde 

ara sıra bu karşılaştığım yüz, sudaki kendi yansımam mı

hiçbir fikrim yok

acaba Lacan okursam, Freud’a geri döner miyim

kendi seçimim olmayan bu şehri yeniden terk etsem

annemin kucağından, dertsiz tasasız iner miyim


vakit geldiğinde her şey birbirini terk eder

sağ ayağının dört parmağı geçen gün terk etti babamı

kangren dediler, şehrin önde gelen doktorları

dört yıla tekabül eden bir gönül meselem vardı

her yılı bir parmağın varlığı kadar anlamlı

o da beni bıraktı

yas bile tutmadım

ekmek yap dediler, ekşi mayalı