Dostlar bedenleri konuşalım mı bugün? Hangi bedenleri, nasıl bedenleri gibi sorular sorduğunuzu hissediyorum. Ben de bilmiyorum hangi bedenleri konuşabileceğimizi ama belki yaşama tutunmaya çalışan bedenleri konuşabiliriz...


"Yaşama tutunmaya çalışan bedenler." Eminim bu söylediğimden aklınıza kadın ve erkeklerin tacize, tecavüze uğramaları ve öldürülmeleri gelecektir. Evet, bu hepimizin ortak acısı, bu bedenler aslında hepimizin bedeni, o yüzden acımız da ortak olabiliyor...


Bir savaş sizce kaç tane yaşama tutunmaya çalışan bedeni öldürebilir?


Masumlar ve iyiler; olan hep onlara olur. Zalim yine zalimliğine devam eder. Durmaz ve durdurulamaz...


Peki ya hastalıklar? Onların yakaladıkları yaşama tutunmaya çalışan bedenler olmuyor mu?

Yaşamak o bedenler için niye bu kadar zor oluyor? O güzelliğin, o özgürlüğün, o umudun tadına niye hâlâ daha varamıyorlar o bedenler?

Niye o bedenleri yaşama kazandırmıyoruz?


Cevabı basit. Zalim kişilerin bedeni yaşama tutunmaya çalışanlardan daha çok önemseniyor da ondan. Zalim daha üstün tutuluyor, daha yüce görülüyor.


Bence biz bugün bu hallerdeysek sebebi değersizleri başa çıkarmamız, değerli olanları ise en altta tek başlarına bırakmamızdır.