saçmasapan şeyleri dert edinmeyi çok isterdim. ne bileyim, en büyük derdimin yağmur sesinden uyuyamamak olmasını çok isterdim. hayat istemediğimiz gibi ilerleyince hüzünlü cümleler de yazsak bir işe yaramıyor bile. hayat şiir yazarken daha da anlamsızlaşıyor. şiir bile insanı anlayamıyor. insanlar da şiiri anlayamıyor. yine de yazmaya devam edip, bir şeylerin değişeceğini düşünmeye devam ediyorum. hayatın ağırlığı, acımasızlığı günden güne yoruyor. mahvediyor. böyle günlük yazmaktan nefret ediyorum aslında. yine de yazmaya devam etmem içimdeki umuttan dolayı işte. karanlık odalarda ışık istemediğimi farkettiğimde büyüdüğümü anladım. hayatın bu denli zor olduğunu, insanların acımasız davrandığını, çıkarı uğruna arkadaşlık veyahut saçmasapan ilişkiler yaşaması çok iğrenç gelmeye başladı. bilmiyorum. nereye gideceğimi, bu yolun sonunun ne olduğunu gerçekten bilmiyorum. yolumu bulamıyorum zaten. her şeyden o kadar uzaklaştım ki. teselli cümleleri de istemiyorum. neyse, böyle işte. hiçbir zaman geçmeyecek içimdeki yaşamak ağrısı.