Hangi kapılar açılır yüzüme, bilmiyorum. Hangi gün ışığı beni aydınlatır ya da hangi ay ışığı beni uyutur? Şimdi aynaya bakıp gördüğüm ben miyim yoksa benim ben-sizliğim mi? 

İnsanlara karşı taktığım maskemden bahsediyorum, evet. İçimdeki gerçek beni kaç kişi tanıyor? Kaç kişiyi gerçek benle tanıştırdım?


Kendi ellerimle yirmi üç senede dört duvar ördüm ve kendimi o odaya hapsettim. Ufak bir pencerem var sadece arada perdesini açıp insanlara kendimi gösterdiğim. Ben o pencereden atlayıp çok kaçmak istedim. Ama korkularım, endişelerim ve kendimi alıştırdığım bu melankoli havası beni hep geri çekti. Aslına bakarsanız ben hâlâ o dört duvar arasındayım. Ama şu an odamın duvarlarını boyuyorum. Geniş bir masa sipariş ettim diyelim zamanla sevdiklerimle oturmak için. Sonra arada sırada açtığım o perdeyi artık hiç kapatmıyorum. Ve artık bir kapı açıyorum bu odaya. Önce ben çıkabileyim, daha sonra da sevdiklerimi içeri alabileyim diye…


Biliyorum, yaşamak zor ama imkansız değil. 

Ben artık yaşamak istiyorum.