Bir düş var aklımda. Aslında buna düş demek ne kadar mantıklı, onu da bilmiyorum. Sanki düşten ziyade, yaşamadığım ama hatırladığım bir anı gibi. Bu bir hayal değil. Hayaller bu kadar güzel olamaz. Hava o kadar temiz ki ciğerlerimi parçalayacak gibi. Sonra yeşillikler ve çiçekler... Hiç görmediğim bir şekilde canlı ve renkliler. Suyun sesi yüzlerce metreden duyuluyor. İçinde yüzen balıkları hissedeceğim neredeyse. Güneş, şaşırtıcı derecede parlak ama tam kıvamında bir sıcaklık var. Her türden olan çiçeklerin büyülü kokusu insanı cennette yaşıyor düşüncesine kaptırıyor. Etrafta dolanan aylak kuşların sesi doğanın şaheser müzikali sanki. Ağaçlar, gövde gösterisi yapan birer heybetli savaşçı misali. Bunları düşünürken dahi korkuyor insan. Korkutuyor insanı insan. Yaptıklarından, yapabileceklerinden. İnsana bahşedilen yaşam değil de yıkımmış gibi davranıyor...