Çakmak çakmak ışıyan

Bir yalancıyı oynayan o gözlerin ardında,

Her yerde ve herkeste

Bölük pörçük parçalarını bırakmış

Kırık bir çocuk yatıyor.


Saçları hiç okşanmamış,

Yanakları hiç sevilmemiş,

Ve yere düştüğünde kanattığı dizini

Kimse öpmemiş

O dizin acısı ise

Hiç geçmemiş.


Çok şey istemiş o çocuk

O çok şey

Pek de değersizmiş,

Karşılığında ödediği bedel ise

Kendinden ağır.


Acımıyorum, yanmıyorum,

Belki de yalan söylüyorum.


Karşımda büzülen,

Bu çökük omuzlu

Gri bulutlarla kaplı gözler,

Yıkanıyor içimde kalan

Son insanlık damlasıyla,

Kendimi kaybediyorum ve

Hiç beklemediğim sıcacık bir kucakta

Yeniden buluyorum.


Sonsuz bir özlem,

Tanışıklık hissi,

Saf bir aşk

Denilirse eğer buna

Bir başına filizleniyor

Yüce bir kuvvetle ve güç bela

Önünde saygıyla eğiliyorum.


Elim ona uzanıyor,

O ise kaçıyor.

Yaralarını açmadan

Merhemi süremeyeceğimi anlamıyor ya da

Ben öyle sanıyorum,

O çocuk,

Bildiğimi sandığım her şeyi

Ateşe veriyor,

Geriye kalan külleri

Bir bir çiğniyor.


Bu cesaretin ardında ise

Rüzgarların bile uğramadığı bir köşede

O titriyor

Aynaya bakmaya bile korkarken

O derinliği görmem düşüncesine

İçi elvermiyor.


Kollarımın arasından kurtuluyor,

Koşuyor, koşuyor ama

Hiçbir yere varamıyor.


Arkasına attığı kaçamak bakışlar arasında,

Cüretkar küfürler savuruyor

Onu sevdiğim için

Benden nefret ediyor.


Bana inanmıyor,

Güvenmiyor,

Kendini teslim edeceği her anda,

Nefesi kesiliyor.


Ona uzanan elime ihtiyaç duymaktan,

Tüm varlığıyla iğreniyor.


O beş yaşında,

Ve darmadağın.

Başına uzanan her eli bir tokat,

Sırtına uzanan her eli bir bıçak,

Kalbine dokunan her dili bir zehir gibi görüyor.


O beş yaşında,

Bir çocuk yüreğiyle,

Ölüme tanıklık etmiş,

Genç bir adam ızdırabını,

Küçük bedeninde taşıyor.

Onu sığdıramadıkları evinde,

Kendi içine taşıyor.


O beş yaşında

Bir yalancıyı oynayan o gözlerinin ardında

Sevgiyi düşman bellemiş

Kırık bir kalp yatıyor.


Kendi yüzüme tükürüyorum bir kez daha

Farkında olup

Anlayamadığım her bir günüm için

Bu kibir ve cahilliğimi

Bağışlayamıyorum asla.


Bugün ben,

Acılarıyla boğulan,

İlk kırgınlığından sonra

Hiç büyüyememiş çocukların

Yüklerini omuzlarımda hissediyorum.


Onun gözlerini ise

Hiç unutmuyorum.