Hayaller

Biz çok hayal kurduk

Hayallerse, tutunduğumuz yerlerinden bıraktı

Derine…

Her seferinde, daha derine.

Hani bir anlatanı olsa,

Dinlenilecek en hüzünlü hikayeleri yarattı.

Ölümü seçmek, ölmek kolay da

Ölebilmek; yaşamak kadardı…

Her sigaranın dumanında,

Yavaş yavaş tükendi hayaller…

Oysa hayat, bizim için henüz çok başındaydı

Oysa güneş, henüz doğmuştu pencereme

O sabahları cıvıldayan kuşların ilk ötüşleri

Geceden kalan serinlik…

Hani hep derler ya

“Hayatın baharı”

Çok uzun bir baharda;

Hep ilkmiş gibi yaşlanmak.

Yaşlanmak, yaşanmışlıklar olmadan…

Karanlık ruhlarımın, döktüğü gözyaşlarında ıslanmak gibi.

Hep bir eksik

Her yanım yarım.

Sayfaların sonu gelsin diye beklemek

Kelimelerin çaresizliğine sığınmak

Ve sonunda; hayallerden kalan umudunu kaybetmek…

Bu kirli döngüdeki her şey;

Yeni dökülen bir betona, bir şeyler kazımak gibi

Hep, yeni betonlara iz bıraktığını zannetmek gibi

Ve yine, bir baharın başında, her şey yeniden.

Baştan başladım diye düşünürken,

En başından başlayan birine rastlamak

İnsan, en çok kendini hatırlayabilmeli bu hayatta

Sonra; kendini, kendinden daha çok hatırlatabileni…

Hatıralarına, kendininkilermiş gibi sahip çıkanı,

Kurmaktan bıktığın, o yıkıntı hayallerin üzerine titreyeni…

Günlük hayatta değil ama herhangi bir duyguda,

Dünyada sadece sen varmışçasına davrananı

Kilometrelerce sevildiğini hissedebileni hatırlamalı.

Böylesi karanlık bir hayatta,

Bir hayalin gerçeğine rastlayıp, her şeyden ayrı sevebilmeli.

Hikayenin başında bilmeden,

Ortasında tanıyarak,

Ve sonunda

Son anına kadar hissettirebilmeli…