Sinekler uçar ölen zihnimde
Yaşım artar, dertler azalmaz şimdilerde
Ekinler yeşerip boy vermiş yokluğumda
Kaç nisan geçirmişiz bahar görmeden, güneşlenmeden
Kaç yaş eksiltmişiz savaşlarda, kavgalarda, yanlış yerlerde...
Nice çocuk ölmüş yaşına eremeden, sakat kalmış yürümeyi öğrenmeden
Tüm âşık cesetleri üzerime kalmış
Boğulmuşuz bir kaşık kadar suda
O kadar okyanustan geçmiş olsak da
Yenilmişiz bir faniye, o kadar ilahiyi yenmiş olsam da
Ne kadehler boşalmış geceleri,
Ne sigaralar yanmış benimle, izmariti ile
Nice dertler birikmiş dağ kadar
İyiyim diye diye kötü olma ihtimali kalkmış
Elmalar al al olup kurt dadanmış,
Adımız unutulup eski bir tanıdık olmuş
Gençliğime bir baston bahşedilmiş
Darbe üstüne darbe yemiş
Güllerin rengi solmuş, beyazlar siyaha bürünmüş
Kırmızılar yaprak dökmüş
Fırtına, varımı yoğumu süpürmüş
Mikail buna ortaklık etmiş tanrının emri ile
Yüzümün çizgileri belirgin olmuş
Yanımda bildiklerim karşımda saf tutmuş
Melekler terk etmiş
Tanrı umudunu kesmiş
Yollar kesişmez, davalar sürmez olmuş
Ağlaya ağlaya gülesim kaçmış
Umudum yerle bir olmuş
Güneş doğmaz, yağmur yağmaz olmuş
Aynı masal gibi olmuş
Bu kadar şey gerçek olamazmış zaten