Wilheim Schmid' in "Sakin Olmak" kitabından esinle;
"Yitip giden her ilişki, sakin kalmayı yalnız kalmaya dönüştürebilir"
Yaşamı ve dönemlerini harika betimlemiş yazar; kendi dönemimle ilgili, ifade bulmuş hissettirdi..(Henüz bitirmedim)
Yaşlanma, yaş alma her bireyde farklı tezahür eder, iki tanım birbiri yerine kullanılırken aslında nicel ve nitel olarak birbirini karşılamaz.
Yaşamın fiziken aktif dönemi, görece farklı zamanlarda yerini sakinliği bırakır. "Yaşlılık" diye tabir ettiğimiz bu dönem fiziken kısıtlılığı beraberinde getirse de bambaşka zenginliklere kapı açar. Daha önce fırsat bulamadığımız, hayata- insana dair heybemizde birikenlerin farkına varma ve yeni farkındalıklar edinmek için eşsiz bir zaman bulmuşuzdur. Üstelik, bunları paylaşmak ve fayda üretmek için de güçlü bir istek duyarız. Bir sorumluluk duygusuyla tetiklenen bir istek..
Yaşamda her şeyin bir denge içerisinde olduğunu, bizim de onun bir parçası olduğumuzu fark etmenin teslimiyet duygusuna bırakırız kendimizi.
İddialı olmazsa bir "bilgeleşme" kapısı açılmıştır farkındalık yolcusunun mahareti ölçüsünde...Yaşamın erken dönemlerinde de bu yolu fark edenler için yolculuk heyecan vericidir. Fiziksel olarak yavaşladığımız bu dönemin en büyük hediyesi budur. Hayata ve insana dair, türlü sürprizler bekler yolcuyu...
Kitaptan: "Yaşam, kötü kahve içilmeyecek kadar kısadır "
Tamer Aksu
2024-07-30T19:50:35+03:00💎
Serpil Karaoğlu
2024-07-30T11:25:57+03:00"Zaman"...türlü tanımları hak eder, ama hiç biri karşılamaz onu. Herkes kendince deneyimler yaşamı/zamanı. Şu var ki her an biricik ve geri dönüşsüz. Belki de bizi birleştirdiği en nadide şey bu farkındalık...
Tamer Aksu
2024-07-29T16:49:35+03:00Zaman yersiz ihtirasları bir kenara bırakıp kabullenebilmemizi öğretiyor.
Gençliğimizin ortalarında yaşlanma kaygısına kapılmamız ne acı.
Bu sancı bizi savaşmaya teşvik ediyor ancak çırpınarak
dokunabileceklerimize gerçekten hayal ettiğimiz gibi ulaşamayacağımızı
daha sonra anlıyoruz.
Yaşlandıkça erişebileceğimiz gerçeklik daha berrak oluyor...