[Lucy bahçede sesler duyarak uyanır. Saat daha sabah 10 olmamıştır. Yaşlı Adam hâlâ uyuyordur. Pencereye doğru yönelir ve gözlerine inanamaz! Gelen bir kadındır. Bunca yıldır ilk defa bir misafir ağırlayacaklardır…]


-Yaşlı Adam, uyan! Kapıda bir kadın var! Bunca yıl sonra bir misafirimiz var!

[Yaşlı Adam başta inanmaz, sonra pencereye kafasını kaldırınca gerçekten de kapıda bir kadın olduğunu görür. Sonrasında hatırlar kadını, belki 30 senelik çok yakın dostudur gördüğü. Sevinç ve telaş içinde kapıya yönelir, ve açar.]

Misafir: Yaşlı Adam! Sonunda buldum seni!

-Hoşgeldin eski dostum, zaman sana kibar davranmış, hiç değişmemişsin, gözlerin hala aynı güzellikte bakıyor bana.

Misafir: Hep böyle güzel konuşurdun, ve hala konuştuğunu görmek bana mutluluk veriyor Yaşlı Adam. Aa! Demek kendine bir arkadaş edindin ve onunla yaşıyorsun!

[Lucy ondan bahsedildiğini anlayınca utanarak Yaşlı Adam’ın arkasından öne doğru çıkar. Lucy kadını çok beğenmiştir. Yaşlı Adam’ın da dediği gibi gözleri bu kadar anlamlı ve güzel bakan birini daha görmemiştir…]


-İçeri gel lütfen güzel dostum.


[Misafir içeriye adım atar ve öncesinde pencere pervazında bulunan lavanta saksıları yerini leylaklara bırakmıştır. Misafir kokudan çok hoşlanmıştır. Etrafa biraz bakındıktan sonra şöminenin önündeki iki koltuktan birine oturur. Yaşlı Adam bu sırada Lucy’e değişen saksıkları gözleriyle işaret ederek teşekkür eder, Lucy daha da mutlu olur.]


-Tekrardan hoşgeldin dostum, inan kalbimi belki de şu şömineden daha da ısıttı seni görmek.

-Aynı şeyi ben de senin için söyleyebilirim, kalbimi ısıttı varlığını hissetmek.

-Anlat bakalım, yokluğumda neler yaşadın, biraz ben de seninle yaşayayım.

-Nerden başlasam bilemiyorum. Yalnız kalma kararına ne kadar saygı duysam da, seni çok özledim ve hatta daha çok özlemişim.

-Bekle, derin sohbeti geceye bırakalım, gündüzleri eğlenelim, tabii eğer istersen.

-Burada kalacağımı nereden bildin?

-Seninle her zaman sözlerle konuşmuyoruz, bunu da unutmadım.

-Böyle birinden kıymet görmek inan dünyayı daha güzel bir yer yapıyor benim için…

-Gel! Sana bir şey göstereceğim!


[Yaşlı Adam dostunun elinden tutarak onu kitap dolu bir odaya sokar, dostu daha kitaplara bakarak şaşırırken Yaşlı Adam raflardan birini tutarak kenarı iter. Misafir duvarlarda asılı duran şiirleri görünce sayısına inanamaz, heryerdedirler… Biraz yaklaştıktan sonra gözlerinden mutluluk gözyaşları dökülür…]


-Ama…

-İnan bana dünya bir oda olsaydı, bu oda gibi, orayı da doldururdum onbinlercesiyle…


[Oda, içi bu misafire yazılmış yüzlerce, belki binlerce şiirle doludur. Yaşlı Adam, nasıl olduysa sadece bu dostunun bir gün onu ziyaret edeceğini bilmiştir ve onu kendi tarzında en mükemmel şekilde karşılamak istemiştir. Dostunu odada biraz yalnız bırakarak Lucy’e bir şey söylemeye gider…]


( Devam edecek )