[Yaşlı Adam, Lucy’i sanki gizleniyormuş gibi bir halde bulur. Şaşırmıştır, en güvendiği dostundan utanıyordur Lucy.]


-Lucy ne yapıyorsun? O benim dostum, ona ayıp oluyor.

-Yaşlı Adam, o çok güzel, inan bana onunla geçireceğin vaktinin bir saniyesini bile çalmak istemiyorum.

-Çalmak mı? Lucy… Yapma, hadi benimle gel, onun seni tanımasını istiyorum.


[Yaşlı Adam Lucy’nin elinden tutarak misafirin yanına götürür. Misafiri gördüklerinde, kadının gözü yerinde duramaz olmuştur, delirmeye başlamıştır adeta. İnsanlar hayatlarında birileri tarafından, bir sanat ile ölümsüzleştirileceklerini pek düşünmezler, çünkü düşünemezler de ondan.]


Misafir: Bunca şiire kaç kelime sarf ettin? Dünyada bu kadar kelime olduğunu bile düşünmüyorum.

-Yaşadığımız dünya sadece bir kabuktur eski dostum, ben kelimelerimi bizim dünyamızdan seçtim, hepsi de gönüllü oldu seni anlatmaya.


[Yaşlı Adam hayatında hiç kimseyi bu kadar yüceltmemiştir çünkü insanlar yüceltildiklerinde iyi şeyleri, güzellikleri, insanları unuturlar, nerede olduklarını hatırlamazlar. Bu dünyanın kabuğu onları iyice sarar, onlarda bu kabuktan pek hoşlanırlar. Ama Yaşlı Adam dostunun sevgisinden ve kalbinden emindir…]


-Eski dostum gecenin zifiri de yavaş yavaş çökmeye başladığına göre gündüzün aydınlığı sohbetimize gölge düşüremez artık, dinliyorum…

-Yaşlı Adam, insanlar… Saatler, günler, aylar geçtikçe hepsi farklı maskeler takıyor, artık gerçekle sahteyi ayırt edemez oldum. İyi davranan kim varsa kötüye dönüştü, kötü olanlar daha da kötüye. Kalbimi soğuttum artık, insanlardan bir şey beklemez oldum.

-Kalbini soğutman demek savaşı kaybetmen demektir eski dostum. Dünyada iyi ve kötü hep savaş halindedir, sadece taraf seçmek yetmez, desteklemek de gerekir. Bırak insanlar kötülüğü desteklesin, sen kötülüğü görüp iyiyi desteklemelisin, çünkü kalbini biliyorum ben senin. Gözlerin şimşekler çaksa da, kalbin yağmuru getirir hemen. Bak nasıl da yağmur doldu gözlerine.

-Sadece bazen çok yorucu oluyor iyi olmak, gölgende binlerce kırgınlık, kızgınlık, kırık umudu taşırken bedenini gülümsetebilmek çok yorucu…

-O zaman biz de gölgelerimizi bizim için taşıyan ya da en azından koluna girecek insanlara sahip olmalıyız değil mi? Sen de bu yüzden buradasın eski dostum, ve inan bana, gölgeni benim gölgeme saklamak bana mutluluk verir.

-Sadece huzur içinde, sessizlik ile senin yanında biraz ruhumu dinlendirmek istiyorum. Kendine çok güzel bir dünya kurmuşsun, biraz onun içinde kaybolmak istiyorum.

-Dünyama tekrardan hoşgeldin o zaman eski dostum, dokunduğun her şeyi daha da güzelleştireceğinden hiçbir kuşkum yok.


[Misafir tekrardan oturmuş olduğu koltuktan kalkar ve evin önündeki, loş ışıkta duran salıncağa yönelir. Ormanın hafif esintisi saçlarına nazikçe dokunurken, çekirge sesleri de misafire eşlik etmektedir. O sırada Yaşlı Adam, eski dostunu izlemekten keyif alıyordur, pencereden eski dostunu izlerken, Lucy Yaşlı Adam’ın yanına yaklaşır ve sorar.]


-İnsanlar böyle güzel insanları nasıl yoruyorlar Yaşlı Adam?

-İyi ruhlar, eşitlenene dek kötü ruhlar tarafından tüketilir Lucy. Hep kötü olmak imkansızdır, ama hep iyi olmak, bedenen olmasa da ruhen öldürebilir insanı. Eski dostumu böyle görmek canımı çok yakıyor Lucy, ama daha iyi olacağından şüphem yok, kalbi hâlâ çok güzel. Öyle olmasaydı yanıma gelmezdi. Onun için çok mutluyum çünkü burada bizimle mutlu olacağından eminim. Ya sen?

-Umutluyum Yaşlı Adam, umutluyum…