Bu aralar da her zaman olduğu gibi dış Türkler meselesini düşünmekteyim. Aramızda sadece fiziksel ve ağız farklılığı olan bu kardeşlerimi gurbetten gelen evladını bir ama yüreğinin hasreti ile kucaklamak istiyorum. Hiçbir zaman gidip göremediğim o Taşkent sokaklarına, Buhara caddelerinde, Kırım'ın o mübarek yapılarına gidip yüz sürmek istiyorum. Sokaklarında "Türkistan! Türkistan! Türkistan!" diye bağırmak istiyorum. Karadeniz sahilinden geçerken aklıma gelen "Ey Güzel Kırım" türküsünü mırıldanırken, o mübarek şehrin bana "Neredesin ey Alparslan?" dediğini duyar gibi oluyorum...