Yavuz Çetin – Dünya
O muhteşem tabiriyle bizim biricik soluk mavi noktamız ya da bizim büyük çaresizliğimiz
Yavuz Çetin’in adına beste yapıp sığamadığı bu gezegende artık bir şeyler hissetmek çok zor. Dünya ki içindeki hiçbir okyanus kana susamışlığı dindirmiyor.
Gökyüzünü aralayan güneş kendi karanlığımıza örttüğümüz örtüden başka bir şey değil.
Bu birbirine girmiş kara parçaları ve denizlerin ortasında bunca kavga, bunca aşk, bunca acı… Ve tenimizi delip geçiyor her gözyaşı.
Duymadık dinlemedik birbirimizi, belki onu ve daha nicesini.
Daha ellerimiz okşamadan bir vücudu parçaladı kırdı döktü bir şeyleri
Kendi cennetimizi nasıl da güzel ateşe verdik ama…
Bu dünya eksik, azalıyor… Birleşmeye çalışırken biricikliğimizi kaybediyoruz.
Fazlaysa göçenimden kalan yarım iyi diyorum biraz daha varım
Varım, aynı içinin kalabalığı dışarıda yapayalnız kalanlar gibi…
Hem çok hem yok gibi…
Yavuz Çetin gibi…
O boğazına koca bir düğüm attı, kimseler çözemeyince de kendini İstanbul boğazına bıraktı.
Ardından bize yalnız ‘’dünya’’sı kaldı.