Gün batımında, her zaman gittiğimiz o tepede göğü izliyorum.
Bir çocuğun, eline fırça tutuşturulmuş bir çocuğun, gelişigüzel darbeleri.
Sarı, koca yuvarlağın derime geçen sıcaklığı, bir dostun şefkatli elleri gibi umut zerk ediyor ruhuma.
Yer kabuğu değil sırtında taşıyan, bulutlarda ayak izlerimiz.
Sıyrılıyorum kendimden, gölgem kalıyor geriye bi' benden.
sükut kırılıveriyor o an.
Kollarında sevgilinin, nefesi enseme çarpıyor ve mor çiçekler eşlik ediyor haziran şarkılarına.