Bazen defterimin köşesine tarih atmakla yetinebiliyorum. Genelde kafamda bir şeyler oluştuysa tarih atarım ancak bazı zamanlar zihnimdekiler kağıda dökülmez... Tıpkı boğazımın düğümlendiği gibi tutuklaşır kalemim. Yazmaya çalışsam da kafamın içindeki izin vermedikçe, kelimeler dilimden sökülmedikçe sayfanın köşesinde yalnızca tarih yazılı kalır. Benden başkası bilemez mısralarıma, satırlarıma karalamadıkça düşüncelerimi. Ama ben defterimin tozlandığı vakit bile elime aldığımda, bugün şunları hissetmiştim diyebilirim.


/ Her yazarın, yazdıkları yazmış olduklarından daha fazladır. /


Hiç tanımadığınız bir duyguyu tarif etmek gibidir yazamamak.


Bağırmanız gerektiği yerde artık susmanızdır yazamamak.


Gördüğünüz en güzel manzarayı, en güzel şekilde anlatamadığınızda yaşadığınız tıkanmışlıktır yazamamak.


''Yazamamak da yazmak kadar 'bir şeydir' aslında.''


-sadeceinsan


(Eylül, 21)