Her gün "bir gün kitap yazacağım" diye geçiriyorum içimden. Düşünsenize bir kitabınız var. Kapakta isminiz yazıyor sizin istediğiniz bir tasarım ile. Bunun düşüncesi bana o kadar keyif veriyor ki. Şu zamanlarda herkes kitap çıkartmaya çalışıyor ya da herkes bir kitabım olsun basar basar zengin olurum diyordur herhalde hiçbir fikrim yok. Ama benimkisi sadece yıllar sonra keyifle okumak için yapılmak istenen bir uğraş. Kitap okumayı seviyorum. Bir şeyleri kayıt altına almayı daha çok seviyorum. Yazarak arşivlemek. Yazdığım günlükleri bile bir kitap olarak toplasam kafidir benim için. Hani büyüklerimiz eskilere çok özlem duyar ya, büyüyünce kesin ben de öyle olacağım. Bir hatıramı yazıp daha sonra anımsayarak iç geçirmeyi, eski fotoğraflara bakmayı, eski filmleri, eskimiş yerleri, eskimiş türkçe kelimeleri, yani üzerinden zaman geçmiş, zamanın ağırlığı altında ezilmiş çoğu şeyi seviyorum. Yazmayı da çok seviyorum. Ama bunun için biraz duygu yüklü olmam lazım. Eğer yüküm ağırsa duygularım yitene kadar yazabilirim. Ancak böyle olduğu zaman tek bir konu üzerinde yazıyormuşum gibi hissediyorum. Geçenlerde, hem gaza geldim hem de çok duygu yüklüydüm. Yavaştan dedim ki "başlıyorum yazmaya." üç dört sayfalık bir roman yazdım kendimce. Sayfalar ilerledikçe katlanarak karmaşık bir hal aldı işler. Her adımda bir önceki olayı çözümlemek gerekiyor. Bir sonuçta olmayınca tıkandım. Hayal ettiklerimi yazacak bir teknoloji gelişirse ilk romanımı yazmaya başlayacağım o gün ama ben sanat değilim başlığı altında ismim geçer diye çok korkuyorum. Sevgiler.