Ben katil değilim, o halde birini öldürmeliyim. Neyse öldürmek iki dakika beklesin önce bir puro içmeliyim ve yarım kalan tezimi yazmalıyım. Sonra öldürme işlemine başlayabilirim, zaten kimleri öldüreceğimi biliyorum. Çakmağım neredeydi benim? Haa, buldum işte. Neyse bak sana ne anlatacağım bir kitapta okumuştum. Annesi Afrikalı, babası Japon, kendisi insan bir yazardı adını hatırlamıyorum. Aman bize ne zürriyetinden, milliyetinden sadete gelelim. Şöyle yazmıştı.


Kimler yazmalı biliyor musun diyordu. Deliler, göçebeler, işçiler, köylüler ve kadınlar yazmalı. Bunlar dışında kimsenin bir şeyler yazmaya hakkı yok diye buyurmuştu yazar olacak o zat.

Hassiktir be oradan, hassiktir. Sen kimsin de kimin yazıp, yazmayacağının hükmünü veriyorsun.


Yaaa of. Karışık işler işte boş ver. Sana kimleri öldüreceğimi anlatayım. Birinci olarak kendimi, öyle düşünce olarak falan değil ha, intihar olarak da algılama. Farklı bir ritüel olarak yapacağım bu eylemi, sebebini sonra açıklarım. İkincisi... İkincisi yok, yani şuan için yok. Belki ilerleyen zamanlarda olur. Daha düşünmedim.

Hadi votka içelim, getir şişeyi. Sonrasında belki hastalıklı kadınlara bakarız. Votkadan hoşlanmazsak ucuz şaraplar içeriz, belki de televizyon izleriz gerçi deterjan tanıtımı yapmak için icat edilen bir kutudan çokta bir şey beklememek lazım. Onun için votka ya da şarap içmek daha doğru bir hareket olacaktır.


Bu konulara nereden geldik, yine saçmalıyorum. Şimdi git ne istiyorsan onu yap, ben bir sigara içeceğim. Sonra belki ikinci olarak kimi öldürmek istediğim kişiden bahsederim. Ya da güzel bir gece yaşarız ne dersin?


Bak sana başka bir hikaye anlatayım. İşkoç bir yazarın hikayesi. Farazi konuşmuş olsa da güzeldir. Ne dediğini tam hatırlamasam da şöyle bir şeyler diyordu sanki. Çözülmezmiş hiçbir şey senin istediğin gibi, olmazmış düşündüğün gibi ama çaresi olmazmış bunca şeyin. Hikayeyi hatırlamasam da bahsettiği şeyler bunlardı.


Neyse siktir et, bize ne milletin hikayesinden. Gel biraz yatalım, geceler uzun değil artık. En azından hayatımızı bok edecek kadar. En iyisi biraz dinlenmek ve bolca içmek. İçki yetmezse başka keyif verici şeylerim de var haberin olsun. Hem kuru hem sulu anlarsın ya. Gel biraz adrenalin yükseltelim ne dersin? Geç bakalım şöyle, soyun. Başlasın vuslat, başlasın büyük debdebe. Ne dersin? Arap raksçılar gibi kıvır, titret bütün bedeni, meşk et bana.


Votka, sigara kesmez zift getir, ab-ı hayat olsun bize, zift getir. Sana Fransız bir yazarın hikayesi anlatacağım bu sefer. İlhamını Anadolu'dan almış Fransız bir yazar, abuk subuk hikayeler, saçma sapan masallar anlatan pis bir moruktu kendisi. Kesin ölmüştür. Şöyle diyordu. Adının geldiği yeri bileceksin, soyun-sopun, para, malın önemi olmayacak. Anadolu gibi kurak, ıssız, dümdüz bozkır gibi olacaksın. Ovada küsmek zordur kafanı çevirsende, kaçsanda saklanamazsın. Acem dağlarına benzemez burası, dağılılar kolay küser çünkü dağların, taşların ardına saklanabilirsin ama Anadolu'da bunu yapamazsın her şey apaçık ortadadır çünkü. Diğerleri gibi bu da boş boş konuştu anlayacağın.


Hadi ver bir cigara, sigara değil ha cigara. İçin için yanalım. Ne çok insan tanımışım değil mi? Enteresan. Sana asıl mevzuyu anlatmadım ben, tezimin konusunu. Tezimin konusu "Yazarlar neden öldürülmelidir." Nasıl bir konu sence, bok gibi değil mi? Bence bok bile bu konunun yanında kıymetli kalır. Sen yazsan ne yazardın diyeceğim de, bana ne amına koyayım. Ben kendi işimi kendim yaparım. Senin bildiğin garip guraba, öldürülmesi gereken bir yazar var mı? Varsa onu da öldürürüm sorun değil benim için. Yoksa bu senin için bir sorun mu? Eğer öyle düşünüyorsan koy götüne gitsin, üç kuruşluk dünya işte ne bekliyorsun ki.


Tabakamın üzerinde ne yazıyor gördün mü? İki harf Ö ve L yani öl hayatın özeti budur. Bunun hayatın özeti olduğunu da nereli olduğunu kendi bile bilmeyen bir gezginden duymuştum. Yanlış hatırlamıyorsam tabakayı da ondan çalmıştım. Ne kadar sarkastik değil mi? İki harf ve koca dünya ben olsam az yazardım nedenini boş ver. Baksana gündüz geri geliyor, her geçen gece sabah olur ne kadar acı değil mi? Şimdi neden öyle dedin diye merak edersin sen. Açıklarım ama önce işemem gerekiyor.


Gel bir seyahate çıkalım seninle. Neresi olduğunu bilmeden, bir Acem'den duymuştum oraların güzelliğini ama tam koordinatları hatırlamıyorum. Sanırım bir Baltık ülkesiydi, oradaki insanlar her gün yeni bir güne uyanırmış ve hiçbir şeyi merak etmezmiş. Ne kadar güzel değil mi? Bir de buralara baksana. Her gün yeni bir keder, yeni bir buhran insan merak etmeden hayatta kalamaz ki burada. Hem o da öyle söylememiş miydi? Kim mi? Adını benim koyduğum, yaşını senin verdiğin kişi. Sahi ne demişti? Hmm... Gün geçtikçe her şeyi yavaş yavaş unutuyorum, yaşlandım sanırım. Bu durum beni ziyadesiyle memnun ediyor, hiçbir bok yapmadan hayatın sonunun gelmesi çok güzel değil mi? Geçti artık benden demek, adım atacak derman bulamamak çok güzel, dehşetli güzel hemde. Votkayı, sigarayı, puroyu, tezi siktir et. Çay koy! Bu her şeyi unutmanın vakti geldi, çay koy!


İki gecedir düşünüyorum. Ben ne yaptım da bu hâle geldim. Bilmiyorum, bilsem bu halde olmazdım zaten. Hem ne varmış halimde. Bir sen varsın, bir tezim, birde sigaram. Haa votkamı da unutmamak lazım onun yeri ayrı. Çayı siktir et, gel biraz kuru takılalım. Getir çarşafı, getir nevaleyi. İnceden dumanlanalım, sonra seninde tadına bakacağım unuttum sanma. Sen kim misin? Sen benim hastalığımsın, sen saplantımsın, sen varya sen... Neyse, öylesin işte. Tanımsızsın lan, tanımsız. Daha fazla anlatmaya gerek yok binaenaleyh tezimi yazmam gerekiyor ve bunu yalnız yapacağım. Kalk siktir git şimdi. Giderken yanına çarşafı al, sonra sar içine; sigaramı, votkamı ve tezimi. Sonra da yak gitsin, çek içine. Duman duman işlesin ciğerine. Yapmıyorum hiçbir şey; yazmıyorum tez, içmiyorum sigara, votka. Hepsinin amına koyayım. Ne gerek var bunlar haa. Ne gerek var? Soruyorum sadece. Hayatımı sikti bu saydığım şeyler, hayatımı. Sen bunların başını çekiyorsun, sen evet sen. Şaşırdın mı? Şaşırma, haklıyım her kelime de, her şeyde. Anladın mı? Anlamazsın. Son bir şey istiyorum senden, gitmeden önce. Getir revolverimi kafama sıkacağım, böylece tezimi gerçekleştirmiş olacağım.