Yürürken yansımamı gördüğüm suya bakamıyorum,
Gözlerim yanılmıştır, kendine çıkar yol bulmak için uzaklara bakan gözlerim,
Dirilmiştir sudan aşk ve aşkı avutan kadehimi suya fırlatan düşünce,
Taşralı omuzlarıma yüklenen çarpık kentleşme,
Hiç bilinmediğim bir toprağa indirilmiştir kaderim,
Artık iyi bir insan olamam, yazgımı elleriyle şekillendiren elleri tutmadan,
Çıkamam yola, her sabah güneşten önce uyanan yalnızlığı bırakıp,
Artık umudumu tüketmeliyim
gülümseyemem aynaya,
Ve yumruklarım sıkılı kavgadan kaçarken yürüyemem,
Artık aşka ulaşmalıdır elim, bakışlarımı gökyüzünden çekmeliyim,
Tırnaklarımın arasında biriktirdiğim etanolu tüketemem,
Kazıyamam kalbimi ağaç kovuklarına, içime oyduğum ismi haykıramam,
Rüzgarın gezinirken saçlarına bıraktığı izi alıp eve götüremem,
Sevemem seni, yalnızlığın yıkılmaz kalesidir gövdem,
Bana düşen şudur; aşk ile cenk ederken kılıcı kuşanan eli öpmektir,
Boynuma geçirdiğim ipi ilmek ilmek işleyen mahareti söylemekten dilim yanmalıdır,
Kulağıma fısıldanan ismi tekrar ederim ve onu zapt eder sözüm,
Bir papatyayı bir güle tarif ederim.
11.03.2020