Sonrası da hüzün.

Öncesi de.

Camı açık bir evden giren rüzgar gibi.

Sokuluyor göğsüme rüzgar.

Tam rahatlayacak gibi olurken.

Kapatıyor camı, çekiyor perdeyi hüsran.

Hiç tam olamamış hayatlar.

Topladıkça küsuratları.

Tam olurum sanıyor.



Yazık.



Aklım takıldı.

Gür ağaçlarla dolu bir ormandaki en cılız kalmış ağaca.

Çekip alayım istedim.

Uzanmadı ellerim.

Bıraktım gitti onu orada.

Daldım,

Aklı başında olduğu halde,

Aklını kullanmayan insanların arasına.

Akılsızlığımla beraber.

Şimdi dikkat çekmiyorum. 

Şimdi ben de onlar gibiyim. 

Mesela ben boşa kürek de çekmiyorum artık. 

Ne gerek var ki hem, 

Karaya oturmuş bir sandalda, 

Küreklere asılmak neye fayda?