Eski yazarlarda iki şey vardı

Sevmek, bir de çok sevmek

Şimdiki yazarlarda da iki şey

Neyi sevdiğini bilmemek

Ve yine de çok sevmek


Sevmek hiç bu kadar çok olmamıştı


Bazı kalemler vardı

Bazı bir kalemler bizi tutardı

Kalplerimiz bulanırdı

Herhangi bir masaya mıhlar

Çivi yazısından gelip alkol muhabbetlerine dalardık

Sevgiler yetişemezlerdi hızımıza


Yazmak hiç bu kadar kolay olmamıştı


Bazı kalemler vardı

Adı sanı yoktu yazılanın

Ne bir kimliğiyle ne sevdası

Bu kalemler işe yarar mıydı

Bazı bir tel eritirdi gece geceye

Bazen demir dökerdi tencereye

Gizli kapaklı yuvarlanırdık

Gizli kapaklarımız vardı

Sınırsız hür gecede

Geyiksiz gecelerde bizi yutardı


Yazmak hiç bu kadar ağrılı olmamıştı


Bazı kalemler yoktu

Hiç olmamıştı ve olamazdı da

Bazı sevdalar yoktu

Masalar yok sofralar yok

Bazı bazı dişlerdik ömrümüzü

Bir mürekkep bulaşırdı ağzımıza

Acısını bilemezdik


Yazmak hiç bu kadar tuhaf olmamıştı


Bazı ömürler biterdi

Bazı ömürler çoğalırdı yaza yaza

Kalemler dururdu bir masada


Yaşamak hiç bu kadar zevkli...