Kendini asan insanlar anlatmak istiyorum. Zor durumda olduğu halde insanlardan açık açık yardım istemeyi gururuna yediremeyen insanlar. Bir şekilde dikkat çekmeye çalışan, zor durumda olduğunu insanlara bir şekilde anlatmaya çalışan insanlar. Kimsenin umurunda olmamayı kendine yediremeyip defalarca kendisini, belki birisi yardım eder diye, daha zor durumlara sokmuş insanlar. Sadece ilgi isteyen ama bunu kimin verebileceğini bilmeyen insanlar. Oğuz Atay’ın yazdığı ve hayranı olduğu paragrafı kaçıncı farklı kişiye ezberinden okurken, karşısındakinin gözünde artık hayranlık değil acıma görmek isteyen insanlar. Evet acınası durumda olup, acıyanı olmayan insanlar anlatmak istiyorum. Belki anlatırsam birileri acır diye. Belki kendilerini öldürmüş olmaları yeterince acıklı gelir insanlara diye. Sonunda ölmüş olsalar bile amaçlarına ulaşsınlar diye.

Belki de uçurumun kenarındaki birisinin hikâyesini anlatmalıyım. Saatlerce aşağı bakmış yoldan geçen birisinin onu kurtarmasını beklemiş birisi. Belki hayatının aşkını bu sayede bulacağına inanmış birisi. Sadece sevilmeyi öğrenmek isteyen birisi. Aşkı onu ilk defa görmeden saniyeler önce ayağının kaymasından korkan birisi. Veya doğal gazı açıp tüm kapı pencereleri kapatmış birisini anlatmalıyım. Kulağı çıkacak en ufacık seste olan birisi. Haftalardır çalmayan zilini çalacak, yardım isteyen bir komşu arayan birisi. Kendisinin yaşaması gerektiğine ikna olmaya çalışan birisi.

Kısacası intiharlarının başarıya ulaşmasına saniyeler kala bile asıl amaçları ölmek olmayan insanlar anlatmak istiyorum. Gözerini açtıklarında çevresinde insanlar görmek isteyen insanlar. Gözlerini tekrar açtıkları andan itibaren mutlu yaşamak isteyen insanlar. Ama ölmüş insanların hikayesini anlatmak istiyorum. Cenazesinde bir iki üzülen kişiyi bile görememiş insanlar. Belki bir selam verse ölmekten olabildiğince kaçacak insanlar. Belki bir mesaj atmış olsa güzel bir hayatı olacak insanlar. Kim bilir belki de çok yetenekli ama ölmüş insanlar. Çünkü intiharı düşünen insanlara çözümün bu olmadığını vurgulamak için. Son anda gelip, tüm hayatını çekip çevirecek olan meleğe umut bağlamamak için. Bu meleğe çok inanıp ölmemek için. O tek selamı verebilmek, o bir mesajı atabilmek için.