Yüreğime sığmayıp kalemime de dökülüvermeyince gözüme yığılıyor işte satırlar.
Bazen elin koparcasına, sayfa taşarcasına, vakit gecenin bir yarısını buluncaya kadar yazıyorsun.
Bazen yazacak bir şey bulamıyorsun, öylece düşüncelerle kala kalıyorsun.
Gerçi anlatsan içinde biriken her şeyi, bitirsen kağıdı kalemi, kim anlayacak ki seni?
Bazen toplayıp atasın gelir kâğıtta biriken her şeyi.
Yakasın gelir, yıkasın gelir her şeyi, kıyamazsın.
Okudukları, gördükleri, duydukları ve inandıkları ancak kendi yorumladıkları kadar olacak. Seni hiçbir zaman tam anlamıyla anlamayacaklar -anlamazlar da zaten-.
Yeri gelecek sıkıntıdan ağlayacak gibi olacaksın. Tüm düşünceler ihanet edip sana, o gece gelmeyecek aklına. Gecenin bir yarısı yazı yazmayı özleyeceksin.