Siyah, üzeri sarı, kırmızı meneviş işlemeli
Bir gülle çıktı toptan üstüme, döndü ciğerimde
Bir şehir kurdum kendi kendime
Dedim:
Denizlerin feneri dokunamaz yıldıza
Selvileri ışıtırsa açar bahçeleri
Çatıları kırmızı ve kapıları,
Yel değirmenden saçları, ve mavi masalı
Öptüm bir fanilayı, koydum dudaklarının yanına
Toz olmuş toprağını sardım dudağıma
İncinmiş inci küpelerinin adına
Bir üzüm tıpası açılmış, seziyorum, biri sakınıyor gözünü güneşten
O biri kavanozlamış toprağını
Onca mektup, onca zımba, onca mürekkep balığı toparlanmış utkumda
Bir de bir çift kabesi ruhumun, ayakkabıların varmış halihazırda, korkarım
Yelken açtıysa kuşlar gitmek denizine
Boğulacağım, korkarım