Doğduğu köyde henüz ışık aydınlatmamıştı güzel hikâyeleri; odalar akşam namazından sonra karanlık, içindekiler asiydi. Beklerken uyuyakalırdı hikâyeler, güneşi. Güneş en güzel orada doğardı çünkü bilirdi yeminlerden onu bekleyenleri. En karanlık hikâyelerin odasına girerken güneş daha parlak girerdi içeri çünkü yetmez güneş aydınlatmaya bazı karanlık hikâyeleri. Buna şahitlik eden köyün delisiydi. Deli nereye gireceğini dünden bilirdi, gördükleri zaten en yeminli şahitti; güneşe selam verirdi: "Gördüm dün seni en çok bekleyenleri!"