Bu yeni dili öğrenmek için kendimizi tanımakla başlamalıyız. Her birimiz aynıyız ve tek bir ortak şeyi istiyoruz aslında. Bunu fark edemediğimiz için de kendimizi de başkalarını anlayamıyoruz. Herkes bir şeyler söylüyor ama kimse birbirini de hatta kendi istediğini de anlayamıyor.


Her birimiz mutlu olmak istiyoruz. Bu kadar basit aslında. Ancak bu basitliği sindirmek çok zor. Sıkıntımız da bu yüzden. Her birimiz kabul ediyoruz mutlu olmak istediğimizi ama nasıl yapacağımızı bilmiyoruz.


Bu yüzden kavgalarımız. Köşeye sıkıştırılmış bir haldeyiz. Canımızı kurtarmak için her şeyi kırıp dökmeye başlıyoruz. Sanıyoruz ki bu şekilde bir parça olsun mutluluğa erişebileceğiz.


Ancak görüyoruz ki her şeye zarar vermişiz ve yeniden toparlanmamız zaman alacak. Öyleyse bu kısır döngüye son vermeyi deneyebilir ve dışarıdaki kavgayı içimize çevirebiliriz. Mutlu olamayan insanlarız. Öyleyse mutluluğumuzu engelleyen içimizdeki düşmanı bulup onunla hesabımızı kapatmalıyız.