Hepiniz hatırlarsınız

Eski reklamlara gülerken

Haberlerden sonraki diziye renk seçerdik

Yeni bir mayıs yatacak olurdu

Meydanlara karşı uykulu bir çift

Anıttan çok bir büst gibi

Çamura batmış bir gürz gibi dururdu

Yağmurun ve devletin çarşısında


Topuzlarla geçtik caddeleri

Hepiniz değil de bir kısmınız

Hatıralarsınız artık

Barikat yurtlarında yırtılan bir pankart

Ve cephe ve çığlık dönüşü

Çatlak seslerle yaklaştık

Isırganın yüz çevirdiği intihara doğru

Yaraya konu olan takvimleri

Kaşınmadan da kaşıdık biliyorsun


Ve bir çocuk çivi söker gibi

Ve bir çocukla iş birliği yapmış

Beni ihanete sürüklüyorsun


Ensen kabardı her kavgada

Cesaretin de yokluğun da

Biri kelebeklerden bahsedene kadardı

Hatırla, kendine kadavra biçtiğin her sabah

Bir ara sokakta iki gölgeyle

Ömürsüz uçurumlar yatardı

İki köle özgürlükten bahsetse

Gemiler cayardı bakmaktan


Kendi eşiğini kendin seçtin

Kentin girişindeki kapılar

Atladığından da beter

Yüzünde, evet, yani iki kaşın ki

Eş yükseltilerle ayrılır

Arasından bir kış seçtin Ekber


Günleri ölçtüm uzak dediklerinde

Geçer dediğin her akşamın sonunda

Deniz fenerlerine sürüldüm

Dedim kaderdir, dedim çürük

Dedim biri çekmeseydi de beni

Aynı yolu bacaklarımın arasındaki

Aynı mesafeyle yürürdüm


Hepiniz hatırlarsınız

Yün çorapla elektrik faturası ödenmez sence

Ve şu kadar bir kız kucağımda

Saçlarını örmeyi bilmemek

Yeni bir işkence