Ayrık bir deniz tutar beni sevgilim

Karaların da yataklığı firavunadır

Bir ayrıklık tütüyorsa cigaramdan seyirle,

Aşkımız izafi de değildir artık!

Devrimbizimtenimiz unutuyorsun

Elbette bir olacak, ne münasebet!

Yerle gök dediğin petrol memleketi mi?

Elin oğlu kıçından çizgiyi çeksin.

-Nur içinde yat Ey Anaksimandros!

Birçoğumuz seni iyi bilirdik-

Kırınız putları! Yolun sonudur. 

Biat ile anarşi,

Ömer’le Süfyan,

Yerle gök sevgilim, ayrık değildir 

Neresi bu alemin araf memleketi?

Mesafeler dediğin yolun uzvudur 

İnsan geriye bile gidemiyor bak

Yol, varılacak yerin sınır komşusu,

-Yani, insan bir yerde değilse; 

Gidecek yer nasıl uzakta olsun?-

Uzak, sırtıma bakıyor tanışıklıkla.

Hatırla! Bir sabah, sen giyinirken

"Vaadim yok" demiştim, "Ancak, bilmelisin ki;

Yerle gök sevgilim, ayrık değildir."

Putlarla; denânın artık olmadığı gibi...

Ve şimdi sen gittin diye, çok affedersin 

Cennetle cehennem misal; küsmeyecektir.

Senle ikimiz de canım, ayrık değiliz 

Yalnız, hasretin sırtında canımdan yiyen 

Ve 

Adım Hicran’dır diyen bir obur çizgi!

Yerle gök sevgilim, ayrık değildir

Yine de gittiğinde kalbim ağrıyor.