"Kalbimi çok kırıyor." dedi. "Kalbimin böyle olması kalbimi çok kırıyor." Nasıl desem... Benim kalbim hiç uslanmıyor efendim, bugün benim bütün duygularımı ayaklar altına alıp paramparça etseler ben yarın o insana kin besleyemem. Benim kalbim başkalarının siyahını taşıyamaz efendim. Onlar öyle değil... Onlar başkalarının siyahlarını kalplerine boca ederek devam ediyorlar yollarına, kinleri ve güvensizlikleri pusulaları oluyor. Bana da bunu öğütlüyorlar durmadan; dikkatli davranmamı, kimseye güvenmememi söylüyorlar. Kalplerini zırhlarla kuşatmışlar. Oysa benim kalbim ortadadır, tüm duygularım açıktır, duygularımı katmadan hiçbir işe yanaşamam ben efendim ve kaybederim.

Güvensizliklerinden kaynaklanan mutsuzluklarını sakladıkları için kendini mutlu sananlarla dolu etraf. Onlar kendilerini aldatmayı da çok iyi başarıyorlar. Ben öyle miyim? Mutsuzluğumdan yakınmam, dahası da var, sirke satan bir suratı anlamsız kahkahaların olduğu bir surata tercih ederim. İçten dökülen gözyaşları beni her şeyden daha fazla etkiler. Ben mutluluğun da acının da anlamlı olanını severim. Anlam arayışına girdim gireli her yüzden tiksinir olmadım mı zaten? Mahvetti beni böyle olmak... Ne başkaları gibi olabiliyorum ne de kendim için kendim olarak kalmaya cesaretim var. Kendim... Fazlayım... Kalbim... Acı çekiyor... Ne yalan söyleyeyim, katlanamayacağımı düşündüğüm her acının eşiğinde aklımdan intihar düşüncesi geçti ama benim kalbim kendi ölümünün üzüntüsüne de dayanamaz. Yaşamayı bilmeyip ölmeyi de göze alamayacak kadar korkağım üstelik. Ben savaşmaktan çok korkuyorum efendim. İnsanlarla olan savaşımdan çok korkuyorum, kalbimi koruyamıyorum. Yaşama dönememekten, kalbimin varlığıma bir delil getirememesinden çok korkuyorum. Benim tüm endişelerimin sebebi kalbimdir. Yaşamıyorsam sebebi yine kalbimdir. 

Sizler, siz bu gök kubbenin altında huzurla yaşayan insanlar, kalp sancısı çekmeyenler, mutluluğu tanımlayabilenler, ah, bir bilseniz ne kadar şanslısınız!

Yeryüzü bir ödül sizin için! 

Kutsayın varlığınızı!