Bu yıl yıldızlar yağacakmış aşağıya güzelim.

Topraklarıma düşen başak taneleri gibi, serilecek adeta yerlere.

Balıklarımın göğe atlayışı gibi bir anda;

Sarıdan turuncuya, turuncudan yeşile, yeşilden sarıya dönüşemeden;

Yine dalmadan o eşsiz deryanın içine

O zaman masmavi dünyamız kararacak!

Tepemizdeki yıldızlar; bir bir sönmeden daha güzelim.



Kıskanılan, kırbaçlanan ve uğruna ölünen; yaldızı eksiksiz dünyamız işte.

Yıldızlar yağacakmış güzelim,

Sen uykusuz geçirdiğin sabahın ilk ışıklarında hatta.

Solcusu, sağcısı, dinlisi, dinsizi hep bir arada gömüleceğiz, kalırsa toprak o da.

O zaman belki bu sağanak yağmur gibi kapı kapı çalan öfkeler durulur.


Mektup köşelerini yakamadan daha,

Radyoların anonsları çınlatmadan sokaklarımı,

Bir ana bebesini avutamadan memesiyle,

Bir sincap sohbahar için sakladığı meşe palamuduna ulaşamadan,

Ben sana yazdığım şiirleri okuyamadan,

Yıldızlar yağacak güzelim,

Hem de tepemizden bir anda!

En sevdiğimiz manzaramızı çalacak bu yıldızlar bizden.

Bir çocuğun uzanıp elma ağacından elma alması gibi;

Bu dünyanın katlanılabilir göğünden.

Yıldızlar yağacak güzelim, hem de başımızın üstüne bir anda.


Seni öpemeden uzayan akşam vakitlerinde,

Sokak kedilerinin sırtını okşayamadan,

Mahkumlar uzun bir zaman sonra demir parmaklıklardan göğü bile göremeden,

Acımasız bir kurşun, delmeden meydanlarımı,

Bir müzenin içinde saatlerce kaybolmadan,

Doktorlar hala kurtarırken bedenlerimizi.

Yıldızlar yağacak güzelim!

Daha sen ve sokak kedilerim güzelim uykularına doyamadan…


15/06/2022

09.20 - Bandırma