Aslında her bir hücrem aşığın.
Şu son birkaç gün ağır geçti sadece..
Ne çok kırdık birbirimizi, incittik, yıprattık.
Ne çok sevdik ki bunlara rağmen bitmedik.
Ruhlarımız birleşmeden çok önce
yaralarımız vardı.
Yaralarımızdan öptük.
Yerine yenilerini açtık.
Yaralarımızı öptük.
Çok aşık olduk.
Nasıl ki insan bedenine ruh üflendi
Aşk üfledik birbirimize..
Bedenlerimiz birleşti, kalplerimize ulaştık.
Kendi evrenimizi, yıldızlı gecelerimizi yarattık.
Büyülendik, büyüdük..
Hayallerimize ortak,
Yol arkadaşı, oyun arkadaşı olduk.
Sonra bir noktada tökezledik.
Gücümüz yolumuzdaki taşlara hafif geldi.
Depremi yaşadık, bırakmadık sarılmayı..
Saklanmadık birbirimizden.
Gizim, senin incindiğin noktada son buldu sevgilim.
Giz bulutlarım sana içim titreyerek bakarken aralandı.
Yıldızlı gecelerimiz bulutlandı.
Işık hüzmeleriyle can bulmaya çalışıyoruz.
Her gözyaşıma ziyadesiyle değdin.
Dudaklarından öpüp yükseldiğim gökte
yalnız bırakma beni.
Bulutların gölgelediği yıldızlı gecelerimizde
bırakma elimi.
Biliyorum ki,
kolların bedenime
aşkın ruhuma
dudakların dudaklarıma
bir karanfil mevsiminde,
güneşi batırdığımız noktada kavuşacak.
Saat: 05.00
Ben hâlâ seninle uykuya daldığım o gecede
gözlerine bakarak uyanmayı bekliyorum...