bir şey söylemek istemiyorum bu ara.
bir şey konuşmak.
sanki sadece olanları sindirmek amacım.
dileğim.
isteğim.
yoruldum bu yıl.
nerelerden, nerelere geldim.
şu bir senede hayatımda neler değişti, neler.
ben ne kadar çok değiştim.
değiştim mi aslında?
ya da kendime mi döndüm?
dışarıdan, kendi deneyimim dışından öğrendiğim şeyleri daha çok bırakıp, daha mı çok kendim oldum?
kendimle daha çok kaynaştığım kesin.
karanlık yönlerimle tanıştım mesela bu sene.
en siyah, en karanlık, en bastırmaya çalıştığımız bir tarafımız var ya, o yanlarımla tanıştım.
hepsiyle tek tek oturdum, sohbet ettim, tanıdım, anlamaya çalıştım.
ne istiyorlar, hangi zamanlarda ya da durumlarda ortaya çıkıyorlar, çıkmak istiyorlar, beni hangi konularda uyarıyorlar ya da korumaya çalışıyorlar.
ne kadar çok bulabildiysem hepsini karşıma değil, yanıma aldım, öyle konuştum.
onlar da benim bir parçam ya.
onlar da bana ait ya.
hep söylerim;
“bir ışığın aydınlığı ne kadar fazlaysa, gölgesi de o kadar karanlık olur.”
ve destek aldım.
psikolojik destek, ailemden, arkadaşlarımdan, sevdiğimden destek aldım.
almaya çalıştım…
en azından talep etmeyi ve kendimi ifade etmeyi öğrendim.
180° değiştim yani bence.
hamdım.
piştim.
yanıcam heralde şimdi de.
bir level daha atladım.
bir sezon finali daha yaşadım.
bir oyunu daha kazandım.
şimdi önümde yepyeni bir yol beni bekliyor ve ben de heyecanla onu…
gelecek sezonda neler olacak, çok merak ediyorum.
çok da kurcalamıyorum.
olanları sindiriyorum.
çok da konuşmuyorum.
sadece yaşıyorum.
ve var oluyorum.
aşkla,
sevgiyle,
güvenle,
yekûn,
birlikte,
bir’likle.