Yılkı atlar gibi gençliğimiz
Ne korku bilir, ne seyis
Gem vurulmaz ağzımıza
Şefkat kırbacı ile uslanmaz
Esaret nalı çakılmış
İnsan kanı asfalta
Sürgün edilmiş, ehlileştirilmiş
Sınırlarla çevrili geleceğimiz
Toprağın tozu ten rengi
İzimiz karışmış arkaik zamanlara
Oysa uçurum kıyısındaydı manzara
Ahh hatırlasana!
Ne demiştik:
Dört nala koşarken bize ait olana
At gözlüğü ile kararmada hayallerimiz