Topraktım, eziliyordum, üzerimde ayak izleri kalıyordu ama topraktım; ayaklarınızın kalıbını alıyor, ezmediğiniz yerlerimdeki bütünlüğümü koruyabiliyordum. Artık hiçbir işe yaramıyor, üzerime basanın ayakkabısını, paçalarını, çoraplarını kirletiyorum.

Topraktım, üzerime basılsa bile çiçeklerimi, ağaçlarımı, otlarımı besliyordum. Gömütlere yorgan oluyordum. Şimdi ise balçık balçık leş bir haldeyim. Bu hale nasıl geldiğimi anlatmak istemiyorum, sorgulamak istemiyorum; beni görün, üstüme basmayın diye bağırmak istemiyorum. Beni kurutun, tekrardan toprak olayım diye yalvarmak istemiyorum. Övülmeyecek, değer görülmeye layık olmayan ne varsa onları arşa çıkarmanızdan iğreniyorum. Dünyevi istekleriniz ve hayvansı şehvetleriniz karşısında size ayak uydurmam mümkün değil. Tek inandığım ve istediğim:


Hiç olmamış gibi yaşamak,

Hatta bataklık olmak...

Çoğu zaman hepinizi bataklığımda boğmak!

İşte o zaman acı çığlıklarınızı duymak.


Ah o huzura ermeyi beklemek...

Duymadığınız çığlıklarımın,

Kulaklarınızı kestiğini görmek,

Ah o günün geleceğini bilmek.


O gün, kurtulacağım bu çamurdan!

Siz tir tir titrerken...

Gözyaşlarınızın çamurunda,

Kendime yorgan olacağım.