bir körlükten doğma girizgahtı

benimsediğimiz salıncaklar

bizi bir ileri bir geri savurdu durdu

kah sarışın gölgelere astık gırtlağımızı

kah bulutlara sığındık

çocuksu sanrılar büyülemişti derdik

bahanesiydi yaşamaya bir bundan emindik

umudun emaresi katman katman 

toy bir iletkenlikle kopardık papatyaları

satırlar gerdik çarmıha 

toplumsal bir yaraya kerpeten

istikamet hep o kaçtığımız  yerdi

cennete bir yokuş kala tosladığımız

bir şiirdi prangamız nasılsa

özgürlüğe pek düşkün sayılmazdık