Yırtılan sayfalardan küçük parçalar vardır. Büyük kağıdı resmeden, varlığını kanıtlayan. Tıpkı hatıralar gibi. Nedir hatıra? Sana kalan buruk gülümseme mi yoksa galerinde kalan son fotoğrafınız mı? Belki de hiçbir zaman açılmayacak telefon numarasıdır sana kalan. Anılarla nasıl devam eder ki insan. Hafızanın küçük oyunları sana hatıralar yaratır bazen. Ya olmasını istediğin ya da eklemedir bunlar. Hiç sarılamayacağın birine bazen dokunmayacağın bir yüze hasret bırakır seni hayat. işte o noktada yırtılır hayatındaki sayfan. İki ayrılır hayatın. Ömrün boyunca ararsın tamamlama yolunu. Yapıştırırsın belki . Ama asla eskisi gibi olmaz. en ufacık rüzgarda tekrar yırtılır. Tam oldu derken anlarsın eksikliği oturmayışını. Başa dönersin o noktada. Nerede hata yaptığını arar durursun. ilk güne dönersin. Tam kaybolduğun yarım kaldığın ana gidersin. İşte o an anlarsın geçen zaman seni başka noktaya getirmemiş. Dönüp durmuşsun kendi döngünde. Yontulmuş hayatının içinde özgür sanırsın kendini. Dünyanın senle döndüğünü sanırken koşup yetişmeye çalışanın sen olduğu dank eder kafana. Hapsolmuş bedenine ruhun ve sonunda kaybolmuşsun.