Araba istediğim yere ulaştı. Evde bir sessizlik hakimdi. Jolie kapıya birkaç tane silahlı adam dikmişti. Elimi hissetmiyorum. Vücudumun ısısı normalin altına inmişti. Doğaya karşı gelmemin bedelini ödemiştim. Isınmak için ellerimi birbirine sürttüm. Yavaş yavaş kendine gelmeye başladı. Kapının önünde duran yabancılara selam verip eve girdim. Midemin içinden gelen sesleri dinlemek istemiyorum. Pavlov güzel şeyler hazırlamıştır umarım. Aksi takdirde sabaha kadar midemin sesini dinleyeceğim. Yukarı kata çıktım. Pavlov ile göz göze geldik.


- Max, bir şeyler hazırladım. Kusura bakma uyumam gerekiyor. Sana eşlik etmek isterdim ama sabah erken kalkmam gerekiyor. Tadını çıkar yemeğin.


- Asıl sen kusura bakma Pavlov. Seni bu saatte yorduk. Etrafı ben toparlarım. İyi uykular dilerim sana.


- Teşekkür ederim. Sabah kahvaltıya seni kaldıralım mı?


- Ben kalkınca bir şeyler atıştırırım. Kız evde değil mi?


- Evet, aşağıda bir oda hazırlattım. Orada kalacak.


- Tamam, Pavlov. Artık yatağına gitmeni istiyorum. Yemek için tekrardan teşekkür ediyorum.


Pavlov uyumak için yatağına gitti. Ben yemeğimle baş başa kaldım. Zili çalmadan gitmesi komikti. Zili çalması gerekiyordu. Neyse artık salyalarımı ağzımın içinde saklarım. Carroll'un dosyasını inceleyip imha etmem gerekiyordu. İyi bir iş almıştım. Ömrüm boyunca beklediğim iş sonunda avucumun içindeydi. İşim bitince ülkeden ayrılıp bir adaya yerleşmek istiyorum. Gerisinin pek bir önemi yok. Carroll'un ölümü bir şeyi değiştirmeyecekti. Eğer Dünya'da bir şeylerin değişmesini istiyorsak kötülüğün bir suikaste kurban gitmesi gerekiyor. Korkarım ki bu durum ihtimaller dahilinde değildir. Bunun için insan türünün yok olması gerekiyor. İnsan var oldukça kötülükte var olacaktır. Şeytanın payını da yok saymamak gerekir. İnsanlar bugünlerde fazla alınganlar. Carroll eyalet tarafından korunan birisiydi. Din adamları, eyalet başkanı, polis departmanı tarafından el üstünde tutulan bir insandı. Kazanılması zor bir maç  kendisi. Bense Maradona misali tanrının elini temsil ediyorum. Uyuşturucu ve silah ticaretinde şehrin önde gelen domuzcuklarından. Aynı zamanda eyaletteki birçok okulun yapımında kurduğu yardım derneğinin önemli çalışmaları var. Sokaktaki kimsesizler için kurduğu dernekte sokaktaki insanlara kilise aracılığıyla yemek dağıtıyor. İnsanların gözünü boyamakta üstüne yok. İyi ki insan gözü boyamak bir sanat değil. Carroll bu sanatta diğer insanlara ders verecek mükemmel bir hoca olurdu. Her planının ardında eyalet başkanının onayı var. Yakın zamanda yapılacak olan hastanenin ihalesi için teklif vermiş. Birçok inşaat işini eyalette kendisi üstleniyor. İhaleye katılan kişileri incelediğimde hepsi kâğıt üstünde ihaleye katılacak güçte olan inşaat firmaları. Hepsi düzmece. Birçok ihaleyi bu şekilde kendi hanesine yazdırmış. İnsanlara kendinizi kabullendirmek istiyorsanız günahlarınızı saklayın. İnsanlar günahkâr insanlara güvenmekten kaçınırlar. Hangimiz bir hırsızla arkadaşlık ederiz? Hangimiz bir vergi kaçakçısıyla arkadaşlık ederiz? Hangimiz bir yabancıyla arkadaşlık ederiz? Carroll ketum bir şeytandı. Birden fazla maskesi olması insanlardan tarafından gerçek yüzünün görünmemesine neden oluyordu. Ben maskesini düşürmek yerine kafasına giyotin indirmeyi tercih ediyor olacağım galiba. Maskesini düşürünce diğer maskelerinden birini almaktan kaçınmayacaktır. Jim ile aynı lisede eğitim almışlar. Şaşırmadım. Kevin iyi iş çıkarmıştı. Detayları üzerinde çalışmak için dosyaların çıktısını almaya karar verdim. Dosyaların çıktılarını alırken bir yandan da Kevin'a dosyaların imha edilmesi gerektiğini söyledim. Victor'u araştırmam gerekiyordu. Uzun zamandır görüşmüyoruz. Kimin için çalıştığını bilmem gerekiyordu. Birini öldürürken diğerini onun yerine tekrardan yaratmak istemiyordum. Oyuncağımın ses çıkardığını fark ettim. Kevin imha işini halletmişti. Her iktidar muhalefetiyle birlikte doğar. Her düşünce karşıtıyla birlikte doğar. Her kötülük bir iyilikle son bulur. Her iyilik bir kötülükle son bulur. Felsefenin varlık konusundan başlamak istiyoruz. Varlığın var olduğunu savunanlara karşılık yokluğunu savunanlar çıkacaktır. Carroll'un getirdiği birçok maskeli düzenin karşısında şeffaf bir düzen isteyen insanlar varmış demek. Evrende her şey olgu isyancısıyla beraber var olur. Carroll yeni bir kilisenin yapım maliyetini karşılıyormuş. Ne erdemli davranış değil mi? Ne ahlaklı davranış değil mi? Dinin ticaretini yapan bir ahmaktan ne beklenebilir ki? Din insanın vicdan duygusunu ön plana çıkaran bir platformdur. Vicdanlı bir insan zayıf bir insandır. Zaafları olan bir insan zayıf bir insandır. Hepimiz zayıf insanlarız. Hepimizin zayıf bir noktası vardır elbette. Aşılamayacak bir duvarı var eder insan. Kendine göre aşılamayan bu duvar başkalarını tarafından ilhak edilebilir. Dosyaların çıktısını alıp çoktan imha etmiştim. Saat bana göre geç olmasa da insanlara göre epey geç bir vakit aralığında akreple yelkovan arasındaki bu anlamsız rekabet ilerlemektedir. Zaman görecelidir. Altmış yaşında birine göre artık vakit dolmuştur. Yirmi yaşında birine göreyse vakit hala erkendir. Gece mesaisi yapan işçiler için çalışma vakti. Sabah okula gidecek çocuklar çoktan yerlerinde bekliyor sabahın olmasını. Bense üstümdeki garip yorgunluğu atıp bir an önce uyumak istiyorum. Odama doğru yavaş yavaş ilerliyorum. Sessizlik eşliğinde ayaklarımın seslerini dinliyorum. Odama geldim. Uyumadan önce yapmam gereken diş fırçalama mesaisini bitirince yatağıma kamikaze yapmak için hareketlenmek istiyorum. Artık yatağımdayım. Dünya'dan bir haberim. Hayatımı kısa sürecek bir ölüme bırakmak istiyorum. Diş mesaisini bitirdim. Ve oldu.  Gözlerim ağır ağır kapanırken pikabtan gelen sesi dinlemek için kulaklarım telaşa düştü. Kulaklarımın ışıklarını kapatması lazım. Benden habersizce kapatmış olmalılar. Sabah gelen seslerle yeniden uyandım.