Yorgunum, arabanın direksiyonunu çevirecek gücü ellerimde bulamıyorum. Araba gideceği yeri biliyormuş gibi. Ben sadece arabaya eşlik ediyorum. Dikiz aynasından gelen geçen insanları kontrol ediyorum. Bir otobüs önümde yavaş yavaş gidiyordu. Otobüsü bir kenara bırakıp yoluma devam ettim. Alkol vücudumu ele geçirdi. İnsanların beni kontrol etmesindense alkolün beni kontrol etmesini isterim. Uzun düşüncelere dalmak istemiyorum. Evime ulaştım. Işıklar açık olmaması gerekiyor. Gecenin sessizliği ve karanlığı zihnimin daha berrak olmasını sağlıyordu. Arabayı garaja bıraktım. Evin kapısı açık kalmıştı. Silahımı belimden çıkardım. Yavaş adımlarla salona doğru yürüdüm. Kimsecikler yoktu. Yatak odasını kontrol etmem gerekiyor. Ses çıkarmamam lazım. Sakar bir çocuk olma zamanını geride bırakmalıyım. Kapıyı yavaşça açtım. Bir el silahımı tuttu. Paniklemek üzereyim.


- Ne zamandır seni bekliyorum. Her gün akşam bu yatakta uyumak keyifli olmuyor..


- Jennifer. Ne işin var burada? Işıkları kapat bari.


- Bende senin hangi salak ışıkları açık bırakır ki diye düşünmeni istedim. Biri sana zarar vermek istese ışıkları açık tutar mı sence?


- Haklısın. Bir yakınımın olmasını anlamam gerekiyordu. Neden geldin buraya ?


- Jim emekli olmaya karar vermiş.


- Ne yapabilirim?


- Mesela göreve geri dönebilirsin. Jim yerine geçecek adamın sen olmasını isterdim.


- Beni kimse o konumda görmek istemez. Artık benden bu kadar demiştim size. Sürekli beni rahatsız ediyorsunuz. Silah yanlışlıkla patlasaydı ne yapacaktın?


- Olmayan olaylar hakkında kurgular yaratmanın bir anlamı yok. Neden böyle düşünüyorsun? Sen ilk önce görevine dön. Kimin seni nerede isteyip istemeyeceğine bırak bazı kimler karar versin?


- Neden döneyim?


- Neden dönmeyesin?


- Bu iki sorunun kendine göre doğru cevapları var. Benim doğru cevaplarım dönmemem gerektiğini söylüyor.


- Bende seninle aynı fikirde olmamaktan dolayı üzgünüm. Rozeti ve silahını almaya geldim. Kendi işlerine rozetini alet edeceğini senden daha iyi biliyorum.


- Beni dönmeye ikna etmeye rozetimi alarak mı başlıyorsun? Boğazım kurumaya başladı. Bir şeyler içmek ister misin? Bir de yatak odamdan çıkarsak mutlu olacağım.


- Aşağıya inelim o zaman.


Jennifer aşağıya doğru gitti. Bende üstümdekileri değiştirmek için kıyafet dolabını açtım. Aşağıdaki pikabtan sesler bütün evi sarmıştı. Başım ağrıyordu. Üstümdekileri çıkarıp başka kıyafetler giydim.


- Bu çalan şarkıyı seviyorum. Arada sırada açar dans ederim. Hayalet bir sevgilimle hayalet bir ilişkim var.


- Normal olan ilişkilerde hayalet değil mi?


- İşte aradığım soru. İşte aradığım sorunun içinde boğulan kalbim. Her şey değişiyor.


- İnsanın hizmetine sunulmuş bir ütopyanın değişmemesi mümkün mü?


- Bir başka soruyla yine benim gönlümü kazanıyorsun.


- Sorularıma cevap vermiyorsun.


- Cevabını bildiğin sorulara cevap vermiyorum. Bunun sende farkındasın. Parfüm kokusuna alerjim olduğunu biliyorsun.


- Senin sarhoşken hiçbir şeyin farkında olmadığını da biliyorum.


- Ben sarhoş değilim.


- Bütün sarhoşların söylediği basit bir yalana inanmamı beklemiyorsun herhalde. 


- İnanmak mı? Basit insanların korkularından dolayı hassasiyetini artırdıkları saçma eylemden bahsediyorsun galiba.


- Senin uyku saatin gelmiş anlaşılan. Saçma düşüncelerin gün yüzü görmeye başladı.


- Benim düşüncelerim mi saçma? Bir gün öleceğimizi biliyoruz. Diğer insanların saçma yaşam telaşları mı yoksa benim düşüncelerim mi saçma?


- Saatler bu düşünceler için uygun. İnsanların ya da benim bu düşünceler için uygun bir vakit aralığında olduğumuz söylenemez.


- Hep kaçıyorsunuz. Hep kaçıyorsunuz. Kaçarak neyden kurtulacaksınız? Neyden kurtulacaksınız? Varlığınızdan mı günahlarınızdan mı benim gibi insanlardan mı? Konuşsana, tek kelime dahi etmiyorsun. Neyden kurtuluyorsunuz? Neyden kaçıyorsunuz? Neyden saklanıyorsunuz?


- Kes sesini. Lanet olası ağzından çıkan bir kelimeyi dahi duymak istemiyorum.


- Hepiniz cesur korkaklarsınız!


Yanağıma gelen tokatın haklılığıma vurulmuş bir tokat olduğunu biliyordum. Korkakların cesur davranışları olur. Bu davranışlar genelde korkularını yönelik değildir. Korkularını gün yüzüne çıkarıp korkakların yüzüne vuranlara doğru yapılmış anlamsız bir eylem durumudur. Yerle aramızda anlamsız bir bağ oluştu. İçinde bulunduğum garip sarhoşluk benim yerde öylece kalmama neden oldu. Düştüğüm yerden ne zaman, nasıl kalktığımı hatırlamıyorum. Sabah kendimi yatağımda buldum. Gözlerimi açtığımda dün olanlar aklımda yerini aldı. İzlediğim bir filmi tekrar izlemek gibi anlamsızdı. Sonunun nasıl olduğunu biliyordum. Telefonuma elimi attım. Birden çok farklı kişi tarafından rahatsız edilmiştim. Kalkma vakti. Yüzüme soğuk suyun sertliğini hissettirmem gerekiyor.