Yürümek istemiyorum. Otostop ihtimalini de göz ardı etmem gerek. Yine de denemekte fayda var. Kesinlikle Yürümek istemiyorum. Etraftan geçen arabalara el kaldırdım. Biri sonunda duracaktı. Ben böyle olmasını istiyorum. Biri sonunda durdu.
- Nereye gidiyorsun?
- Yeni açılan alışveriş merkezine gidiyorum.
- Beni yolunun üstünde bırakır mısın?
- Tabi, atlayın. Biraz acelem var.
- Lafı uzatmadan hemen biniyorum.
- İyi olur.
Yolculuk esnasında aramızda herhangi nur diyaloğ geçmedi. Eşiyle telefonda konuşuyordu. Doğrusu birbirini suçlar nitelikte bir konuşma. İnsanlar birbirlerine bir süreye kadar sevgi çatısı altında sabredebilir. Her şeyi tüketen insan sevginin tükenmez olduğu kanısına nereden kapıldı acaba? Bende ettikleri muhabbete kulak misafiri olma aptallığını seçendim. Kulaklarıma ulaşan iletilerin ve sinir hücrelerinin seçmeli ses seçer gibi o sohbete seçici davranması garibime gitti. Radyoda kötü bir şarkı çalıyordu. İnsanın kötüsü varken sanatın neden kötüsü olmasın? Sanatı meydana getiren de insan sonuçta. Bu ilişkinin sağlıklı bir şekilde devam etmesi için ne yapılmalıydı? Ben niye bu saçma insanların ilişkileri hakkında düşünüyorum? Asıl sorulması gereken buydu. Umrumda olmaması gereken şeyleri umursar oldum. Bu durumu değiştirmek için Van gogh gibi misafir kulağımı oracıkta kesmeliydim. Kulağımı kesmeme gerek kalmadı. Adama el işareti ile sağda ineceğimi gösterdim. O da durdu. Yine el işaretiyle iyiliğin karşılığı olarak bir selam çaktım. Eve gidip biraz yemek yemem gerekiyor. Suzan ile tartışmasaydık bana her gün yemek yapmaya geliyordu. Artık gelmez galiba. Cebimden kapının anahtarını çıkarıp içeriye girmeye çalıştım. Kapıyı önceden biri açmıştı. Suzan dışında kimsenin evimde işi yoktu. O da anahtarlara sahip değildi. Bu merakımı gidermek için hemen kapıdan içeri girdim.
- Kimleri görüyorum? Hoş geldiniz, beyler ve bayanlar.
- Uzun zamandır seni arıyorduk. Sonunda bulabildik.
- Neden arıyorsunuz?
- İzinlerin bitti, istifa dilekçeni de yırtıp attım. Dönmeni istiyoruz.
- Ben artık böyle yaşamak istiyorum. Geldiğiniz için teşekkür ediyorum. Jennifer yemek hazırlarsa burada geceyi geçirmenizi isterim. Aksi takdirde gidebilirsiniz.
- Hadi ama Max.
- Ne hadi ama? Ne hadi ama? Siz beni sattınız. Soruşturmanın sonucu sizle artık çalışmamam gerektiğini söylüyor. Adamı hapishane yerine ruh sağlığı merkezine göndermişsiniz. Niye? Konuşsanıza. Sizin üstünüzde de insanlar var değil mi? Biz güvenliği sağlamak yerine onlara biat etmek zorundayız. Neyse, konu kapanmıştır.
- Ben silahını ve rozetini burada bırakıyorum. Görevinden istifanı kabul etmiyorum. Şimdi de gidiyoruz. Kendine iyi bak, dostum.
- Göreve gelmeyeceğim. Silahını da kargo yoluyla gönderirim sana. Ya da kalsın. Kendimi korumak için kullanabilirim. Görüşürüz.
Gitmeleri için yanlarından ayrılıp başka bir odaya geçtim. Devletin sırtına maaş yükü olmak istemiyorum artık. Kalan hayatımı burada geçirsem iyi olacak düşüncesi aklıma yatıyor. Adaleti sağlamak benim gibi sadist ruhların görevi değil. Adaletinde tam manasıyla sağlandığı söylenemez. Ben bu meşgaleden vazgeçmeyi seçiyorum. O sırada kapının kapanma sesi geldi. Ardından oyuncağımdan gelen sesle irkildim. Arayan sabahki tartıştığımız kadındı. Hayatta kalmak ve piramitteki sağlamlaştırmak zorunda olduğum yerim için bu çağrıya cevap vermem gerekiyordu. Öyle de yaptım.
- Efendim, Suzan.
- Max, sabahki fevri davranışım için özür dilerim. Bilmelisin ki bu fevri davranışlar senin iyiliğin için. Bir şeyler yiyebildin mi?
- Bende biraz öyleydim. Kısmen ikimizinde haklı olduğu konular var. O yüzden uzatmaya gerek yok. Hayır, henüz bir şey yiyemedim. Galiba bu eylem sen olmadan yerine getirilecek bir eylem değil.
- Gelmeye çalışacağım. Gelmezsem kendine bir şeyler yapman için sana bir tarif göndereceğim. Onu yapmaya çalışır mısın?
- Midemin canı galiba bir şey istemiyor. Soğuk bir duş aldıktan sonra uyumayı düşünüyorum. Duş ile uyku arasında belki bir sigara içerim. Sabah görüşürüz, Suzan.
- Oldu o zaman sabah görüşürüz. İyi geceler diliyorum..
- Aynı dilekleri sana iletiyorum.
Bir bardak konyak içtim. Tanrıya bugün bu konu hakkında bilgi vermeyi unutsam da o bilme işinin yaratıcısı olduğu için bu konuyu çok fazla önemseyeceğini düşünmüyorum. Tanrı temelli yönetimleri sadece tanrının müdahalesi söz konusu olduğu takdirde sağlanacağını aksi durumda insanların tanrı temelli yönetimleri de işine geldi gibi yorumlayacağını düşünüyorum. Tanrının evren hakkında herhangi bir müdahalenin seçici olacağını isteriz. Sevdiğimiz bir kadının bizi diğer kadınların üstünde tutmasını, ilişkilerin hep bir çıkara dayanması bu durumun en büyük göstergesi. İnsanlar birlikteliklerden ziyade ayrımlaşarak hayatta kalmayı arzular. Birliktelik bir sorumluluk getirir. Ayrılıklar ise ayrı durumda olan bir bütünün sorumluluğu. Babil Kulesi fikrinden sonra bu fikirle yaşamlarımıza devam etmeyi seçtik. Çağımızda da devam eden kutuplar git gide kendi alanlarına çekilmeye meyillidir. Demokrasi kısmen ılımlı monarşidir. Dayatmalar artık bir kişi tarafından değil birçok kişi tarafından sağlanırsa kabul edileceği gerçeğinin tespiti bizi bu yönetim mekanizmasına sürükledi. Neyse, beni soğuk duş ve arkasından bir bardak konyak bekliyor. Arada yakılacak sigarayı da unutmamak lazım. Yaşıyorum öyleyse varım. Nasıl yaşadığımın, nelerle ugraştığımın pek bir önemi yok. İnsanlar garip düşüncelerinden kaçmak için eylemler yapmak zorundadır. Bir insanın hayatına baktığımızda bu durumu görmemiz mümkündür. Hayatımızın birçoğu çalışarak geçtiğinde geriye kalanının düşünceye, düş evrenine ayırmak saçma olurdu. Çalıştık, ürettik.. Bırakın biraz da tüketilir bir evrende yaşayalım mantığı her zaman insana daha iyi gelmiştir. Sönen bir sigaranın, biten bir bardak konyağın, soğuk bir duşun ardından geriye kalan sadece uyuma ve uzaklaşma eylemlerini yerine getirmek olacak kendimce. Ertesi gün hakkında bir fikrim yok. Ertesi bir yıl hakkında bir fikrim yok. Sadece tüketiyorum her şeyi. Umurumda da mı sanıyorsunuz? Her şey bitecek. Her şeye bir başlangıç yaratma durumu içerisinde olmak isteyecek. Hayatta bu yaratma eylemini sağlamak için sona erecek. Birkaç gün diğer insanların hüzünlerine şahit olacak ruhum. Ertesi gün yitip giden bir ömrün farkında olmadan devam edecekler bıraktıkları yerlerden. Anlamsız bir karanlık içerisinde bir aydınlık arıyorum. Aradığım aydınlığı sabah olmadan bulmam imkansız. Artık uyumam ve bir sonraki günü harekete geçirmem gerekiyor. Pikaba yerleştirdiğim plağın haykırışını dinleyerek uyumaya çalıştım. Seslerin içinde sessiz kalmaya, sesin sessizlik durumuna yaptığı darbeden hemen sonra gözlerimi kapattım. Sesin beni yönetmesini ve bir köşede çaresiz bırakmasını istedim. Düşüncelerimi yarına bırakmak için gözlerimi kapattım. Uyuyakalıyorum galiba. Sabah değişen melodinin sesiyle uyandım. Zihnim yarattığı karanlıktan kurtulmuştu. Midemin keyfinin yerine geldiğinin farkına vardım. Burnumun mideme hizmet etmesi için mutfaktan güzel kokular almasına sahitlik etmesi gerekiyordu. Ayaklarım da aynı şekilde hareket etti. Bütün vücudum bir eylemi gerçekleştirmek için birliktelik ve uyum içindeydi. Suzan kahvaltılık için bir şeyler hazırlamıştı. Yüzümü yıkadıktan sonra konyakla göz göze geldik. Sevgili, konyak sana olan aşkımı kelimelerle anlatmam zor. Dilersen bu sevgi sohbetine yemekten hemen sonra devam edelim. İlaçları kullanmam için bir şeyler atıştırmak zorundayım. Üzgünüm, atıştırmak için gerekli olanlar arasında yoksun. Sana ayrı bir özen göstermem gerekecek. Aşk seçicidir. Bende öyle yapmam gerekiyor. Sadece sana ayıracak bir zamanda görüşmek üzere. Kendine iyi bak.