Yokluğunun ertesi bugün adını bıraktığın ayak ucundayım şimdi ne kadar sarılsam da sımsıkı, içimde sere serpe kaybedeceğim korkusu... yokluğunun ertesi demiştim ya babam bu korkunun, gidişinin ardındandı, gelişi!.. yalnız kalmıştım. hatta ötesinde... şimdi hangi noktasındayım yalnızlığın bilemiyorum... daha bir can yakıcı daha bir kalp sıkışması... bırakmıyor derin bir nefes alayım gidişin nasıl parçalara ayırdı beni, nasıl bir kesik attı yüreğime tamiri imkansız bana nasıl bir cesaret aşılamıştın? kendime güvenim, bana güvenindenmiş baba... hani dimdik, kendi ayakları üstünde kocaman bir kızdım ya ben hepsi seninleymiş.. senin kızınım.. evet hala dimdik ayaktayım. ama bil ki cesaretim kör, dizlerim titriyor... duruşum senin gibi olmalıydı hayata, peki sen nasıl dayandın babasızlığa baba!.. nasıl büyüttün kendini baban yokluğunda... sana belki bir kez söyleyebilmiştim "iyi ki senin kızınım" diye.. sen biliyor musun ki? - kimin kızısın? diye sorduklarında - adını söylerken duyduğum gurur her şeye bedel... ilk di o akşam bunları sana söyleyişim belki ama ben hep seni çok sevdim babam... şimdi!.. yokluğunun ertesinde yani adını bıraktığın askere gidecek... çok az kaldı, çok az bir sayılı gün baba ben nasıl el sallayacağım arkasından bu titrek dizlerle nasıl bakacağım gidişine!.. dayanacak mı kalbim, onu sensiz yolcu etmeye! oğlun olmaktan onurlu dimdik duruyor o da adın gibi ayakta ama öyle sessiz ki babam... bakamıyorum yüzüne içinde, hangi fırtınaya karşı durma savaşı veriyor yüreciği... gidişinle... boğazına düğümlediği hıçkırıklarını ne aklımdan, ne gözümden silebilirim babam.. varlığına bu kadar muhtaçken şimdi ayrılığın vakti miydi babam!. İçimde garip bir telaş, yüreğimde tuhaf bir hüzün var.. ellerimi buldum diyeyim, gözlerim kayboluyor, gözlerimi anladım diyeyim, sözlerim karışıyor... kime kızıyorum, kime kırılıyorum bilmiyorum!!! sus pus bilgisayarın başına oturdum, yine yazıyorum.. düşünüyorum niye yanımda degil... belki de o biliyor, olmayacağını ,olamayacakları.. öfkem O'na değil onsuz hayatın bana sunacağı sahnelere belki neler bekliyordu beni!.. bırakmazdı bizi nasılda bırakıp gitti... bir yokluk ancak bu kadar yokluk olabilirdi... sen bilmiyorsun, o yoklukla gelen kimselerde yok artık ne diyordu Mahsuni: "ötmek istiyorum viran bağlarda, ayağıma cennet kiralansa da " HEP ÖZLERDİM... ŞİMDİ HEP ÖZLEYECEGİM