Saat gece bilmem kaç

Seninle oturmuş sohbet ediyoruz

Sen yoksun

Ben susuyorum, sen konuşuyorsun

Çocukça tebessüm ediyorum

Sonra yokluğun lafı alıyor

Bi' ağlamaktır tutuyor beni

Yokluğunun ne işi var bu masada?

Sen o kocaman varlığınla neden yokluğuna yeniliyorsun?

Ben neden her defasında o kocaman varlığına yeniliyorum?

Masada sözü geçen kim?

Varlığın mı, yokluğun mu?

Masada tek galip var aslında

Yokluğun

Varlığın kuru sıkı atıyor

Yokluğunsa tek mermide yere seriyor

Elimden gelse yokluğunu kurşuna dizerim

Ama ben yalnız kendi kendimi üzerim

Varlığın ve yokluğun sıkı iki dost

Bense masanın istenmeyen çocuğu

Ben ne zamandır böyle masalara oturuyorum