Yokluğuna ilk aşık olduğum adamdı babam

Yokluğuna ilk mektuplarımı yazdığım adam.

Gizlice koyardım sigara kutularına 

Okurdu hep biliyorum

Ama bilmiyormuş gibi yapardık ikimiz de.  

Bir gün geldi yanıma

Bana neden böyle yazdın dedi, 

O gün mektup yazmayı bıraktım ona. 


Yakınımdaki çiftlerden kim kavga etse, 

Mektup yazar koyardım ceplerine. 

Çok küçüktüm o zamanlar 

Kimse kavga etmesin isterdim. 

Korkardım yüksek sesten.

Ait olmadığım bir coğrafyada, 

Aitmiş gibi yaşadım yıllarca.

Büyüdüm sonra 

Geçer sandım 

Ama geçmedi. 

Ne zaman biri yüksek sesle tartışsa yanımda,

Nefesimi yılan sokar ve 

Kalbim göğüs kafesimi delerdi.


Annem uzun boylu ve çok güzel bir kadındı,

Burcu da akrepti.

Onunla olan zamanlarımızın akrebi 

Bu yüzden erken öldü belki de. 

Geceleri birlikte yattığımız zamanlarda 

Uyumadan önce otururdum yatağın kenarında.

Hep bir şeyler söylerdi içimdeki ses,

Onu duymamak için 

Yüksek sesli ninniler isterdim annemden.

Sesin dediği oldu bir gün 

Ayrı düştük annemle.

Sonra ise yüksek sesli müziklerle, 

Susturmaya çalıştım içimi.


Kimi sevsem olmadılar hiç.

Yokluklarına şiirler yazdım. 

Yokluğuna ilk aşık olduğum adamdı babam,

Sonra ise yanımda olmadı sevdiğim hiçbir adam.

Ben onları da akrep sokmasın diye, 

Uzak durdum belki de. 

Nasıl yandığımı görmedi hiç kimse, 

Pervaneyim dedim kendime 

Yağmura düşen bir pervane 

Yanlış ateşlere düşmemek için direndim kendimle 

Ama gittim 

Buz da yandım en sonunda.


Bir ya da iki adam sevdim belki de hayatımda,

Diğerlerinden nefret ettim. 

Birini unutmaya başladım yavaş yavaş,

Diğeriyse münzeviydi kendi yalnızlığında.